Dünya ekonomisinin büyük bir ağırlığını oluşturan ve uluslararası siyasetin en önemli aktörü Amerika’da kısa süre sonra başkanlık koltuğu el değiştirecek. Bu önemli değişimin bütün dünya siyasetini etkileyeceği açıktır. Trump daha göreve başlamadan Suriye’de Esad rejimi düştü bile. Daha önce Donald’ın seçimi nasıl kazandığını ilgili yazımızda analiz etmiştik. Şimdi de 5 Kasım ABD Seçimlerinin üzerinden 2 ay geçmemişken Kamala Harris neden kaybetti sorusunu analiz edeceğiz. Bu bağlamda demokrat partinin Bernie Sanders gibi ağır topları partiyi eleştirmeye başladı bile. Demokratların suçlama oyunu (DEMs blame game) olarak adlandırılan bu durumun sonucunda bu partinin gerçeklerle yüzleşmesi ve ciddi bir iç muhasebe yapması gerektiği açıktır. Amerikan toplumunun tarihte hiç olmadığı kadar polarize olduğu yani ayrıştığı bu dönemde her iki ana akım siyasi görüşünde seçim sonuçlarını sağduyulu bir şekilde ele alması çok önemlidir.
Bu noktada George Clooney’in CNN Başkanlık Tartışmasından sonra Biden’a yaptığı sert “çekil” çağrısını unutmak mümkün mü?
Hatırlayacak olursanız Biden’ın başkanlık yarışından çok geç çekilmesi başta olmak üzere Kamala’nın seçimi kaybetmesine dair birçok etken saymıştık. Uluslararası siyaset yorumcuları başta Fox News ve CNN International olmak üzere bu konuda medya olarak fazlasıyla haber yaptı. Bu noktada seçimin üzerinden biraz aman geçmişken demokratların aldığı ağır mağlubiyetin onlarından tarafından nedenlerini bulmak gelecek açısından önemlidir. Sonuçta, seçimler çok ağır bir mağlubiyetle sonuçlandı ve en az 4 yıl boyunca Temsilciler Meclisi ve Senato dahil Kongre ve başkanlık koltukları tamamen Cumhuriyetçi Partinin elindedir. Bunun global anlamda demokrasiye olası etkilerini Demokrasiler Nasıl Ölür? kitabında iki ünlü Harvard profesörü yıllar öncesinde yazmıştı.
Biz ise bugüne dönüp seçimin sonuçları hakkında NATO ve global düşüncenin savunucusu olan Demokrat Parti’nin stratejik hataları ve gelecekte neler yapması gerektiğine dair analizimize başlayalım.
Kamala Harris Neden Kaybetti?
Konuya girmeden önce Harvard Poll’un seçim çıkışında seçmenlere yönelttiği bir soruyu paylaşmak isteriz. Çıkış anketinde seçmenlere “Oy verirken aşağıdaki iki seçenekten hangisine göre karar verirsiniz?” şeklinde sorulan soruya seçmenlerin yüzde 80’i “Adayın sorun ve konularla ilgili aldığı pozisyona göre karar veririm.” Derken sadece yüzde 20’si “Adayın kişisel özelliklerine ve karakterine göre oy veririm.” Demiştir. Aslında şu an konu belki de tamamen aydınlandı. Yazıyı burada bitirsek belki de Kamala Harris neden kaybetti sorusuna yeterince cevap vermiş oluruz. Öyle ya, Demokrat Parti kampanya ekibi seçim stratejisinin neredeyse tamamını seçmenlerin sadece yüzde 20 önem verdiği Trump’ın kişisel özelliklerine ve karakterine göre kurgulamıştı. Bu bağlamda belki de vaat ettikleri tek şey “Biz D.Trump’tan iyiyiz, biz seçilmezsek o gelecek!” algısı ya da korkusuydu. İşte kayıp nedenlerinden belki de en güçlüsü ve ilk olanı kampanya ve bakış açısını ilk baştan yanlış konumlandırmaktı.
Öte yandan bu ana stratejik hata dışında irili ufaklı birçok hata, seçimin hem de popüler oylarla birlikte bütün meclislerin de kaybedilmesine yol açmıştır.
Bu hatalardan önemli olanlarını listeleyecek olursak:
- Demokratların halka tepeden bakma yanılgısı,
- Mevcut başkanın günahlarının da Kamala’nın sırtına yüklenmesi,
- Sol oylar yerine sağ oylara yönelmek için politika değişikliği yapılması,
- Latin, Siyahi ve kadın seçmenlerin sandığa çekilememesi
- Sağlıklı bir önseçim sürecinin yaşanmamış olması
- J.F.Kennedy Jr. faktörü!
Harris’in Kaybetme Nedenleri?
Kamala Harris’in seçmenle iletişim kurmakta yaşadığı sorunlar ve topluma güven vermedeki sorunu artık herkesin kabul ettiği bir gerçektir. Bu anlamda seçimden hemen önce kendisine ABC kanalındaki bir canlı yayında sorulan “Siz seçilirseniz mevcut yönetimin politikalarında neyi değiştireceksiniz?” sorusuna kendisi “Aklıma bir şey gelmiyor.” diyerek neredeyse hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini ima etmiştir. Unutmayın, yüksek enflasyonun olduğu bir dönemde yapılan seçimlerde seçmen her zaman “değişimden” yana olup mevcut statükoya tavır koyar. Bu noktada Harris’in bu söylemi bir gaf olarak kabul edilmiştir.
Kamala’nın kendisine puan kaybeden diğer bazı gafları ise:
- Kendisi söylemese de Biden’in Cumhuriyetçileri üzülesi (deplorable) tipler olarak tanımlaması,
- Harris’in yine karşı tarafı çöp yani “garbage” olarak betimlemesi,
- Kendi seçmeninden çok gri alanda gördüğü kararsız sağ seçmene hitap etmesi
Ekonomi ve enflasyonun ciddi bir problem olduğunu zaten herkes biliyor. Öte yandan Enflasyonu Düşürme Yasası (IRA), yapılamayan sağlık reformu ve iklim krizi gibi konular da demokratların seçim yenilgisinde özellikle kendi seçmenleri açısından belirleyici olmuştur. Bununla birlikte, normalde halktan yana olması gereken böyle bir partinin temsilcilerinin karşı taraf bile olsa halka karşı kullandığı dil üzülesi tipler ve çöp tanımlamaları kendilerinin ciddi anlamda oy kaybı yaşamasına neden olmuştur. Ayrıca Trump’ı sevmeyen sağ seçmenden oy kazanma stratejisi tam anlamıyla çökmüştür. Bu strateji sonucunda demokratların oy deposu olarak görülen Latin, siyahi seçmenlerin yanı sıra kadın seçmenlerin de sandığa katılım oranı düşmüştür. Bu da yenilginin önemli bir sebebidir.
Kamala Harris neden kaybetti konusunda Biden’ın adaylıktan geç çekilmesi, seçime artık neredeyse 100 gün kalmış olması da belirleyici olmuştur. O tarihte demokratlar tarafından sağlıklı bir ön seçim(primary) yapılsa ve başka bir aday belirlenseydi seçim sonucu farklı olabilirdi. Bu noktada, ABD seçimlerinde çok önemli olan bağışçılar ve bağış meselesi öne çıkıyor. Seçimlere az bir süre kalmışken farklı bir aday çıksaydı o ana kadar Biden’a yapılan bağışları kullanamazdı. Oysa başkan yardımcısı olarak Harris bu bağışları kullanabiliyordu.
Obama ve Suçlama Oyunu
Seçimlere bağımsız aday olarak giren ve bir süre Demokrat Parti’nin kendisine yanaşmasını bekleyen Kennedy JR. Daha sonra Trump’ın davetiyle onu destekleme kararı almıştı. Harris neden kaybetti denince ilk etapta az bir oran olarak görülse de bu durum da seçmenlerin küskün bir tavır sergilemesine neden olmuştur. Sonuçta, demokrat gelenekte çok önemli yeri olan bir ailenin temsilcisi olarak karşı tarafa kaptırmak kendi seçmenlerini kızdırmıştır. Ayrıca seçim süreci içinde halktan ziyade ünlü isimlerle bir araya gelmek ve onların desteklerini almak beklenenin aksine halkta olumsuz bir yargı oluşturmuştur.
Bütün bunların sonucunda Demokratlar seçimi kaybetti. Sonrasında ise demokrat parti içinde ciddi bir suçlama oyunu (blame game) başladı.Başta eski başkan Obama ve partinin ağır toplarından Nancy Pelosi olmak üzere neredeyse bütün önemli isimler açıklamalar yaptılar. Bu noktada seçimden kısa süre sonra Obama ekibi seçim mağlubiyeti nedeniyle Biden’ın geç çekilmesini ve mevcut başkanı suçlu göstermeye çalıştılar. Ayrıca Pelosi de önemli bir demokrat olan 2020 başkanlık seçimlerindeki demokrat ön seçimde önemli bir aday olan Bernie Sanders’e hitaben “Onu seviyorum ancak, onun Demokrat Parti Amerikan orta işçi sınıfını kaybetti sözlerine katılmıyorum. Kamala Harris neden kaybetti denince pekala kazanabilirdi ancak çok daha güçlü durmalı ve daha güçlü bir imaj sergilemeliydi.” Sözlerini sarfetti. Bunlardan da anlayacağımız üzere 2025 yılına ve MAGA dönemine girerken Demokrat Parti ciddi olarak bir iç hesaplaşma içindedir. Şimdiden 2028 adaylarının kim olması gerektiğini konuşan bu parti temsilcilerinin kararı gelecekte başta Amerika olmak üzere dünya siyasetini etkileyecektir.