Gazap Üzümleri: Kitap Özeti, Karakterleri ve İnceleme

Dünya edebiyat tarihi, genelde duygusal ve acı olayları işleyen romanlarla doludur. Bu eserleri okurken bazen Savaş ve Barış’ta olduğu gibi Prens Andrey için üzülürüz, bazen İdam Mahkûmunun son gününü onunla geçirirken içimiz acır. İşte, klasik Amerikan edebiyatı başyapıtlarından biri olan Gazap Üzümleri romanı da okuyucuyu aynen bu şekilde derin etkisi altına alacaktır. Özellikle, kitabın sonlarına doğru gelirken Joad ailesinin başına daha ne gelecek acaba diye korkarak kendinize sorular sormaya başlayacaksınız. Hatta ailenin doğu ile batıyı birbirine bağlayan 66. otoyoldaki yolcuğu sürerken, sanki siz de onlarla berabermişsiniz gibi hissedeceksiniz.

Bu otoyolda, bazen sevinecek ve bazen de kamyonlarının tepelerinde eşyalarının arasında siz de sallanıyor gibi hissedeceksiniz. Yazar John Steinbeck, dönemin Amerika’sında 1929 Büyük Buhranı sonrasında yaşanan ciddi ekonomik resesyon ve depresyonun neden olduğu acıları bu kadar gerçekçi ifade etmiştir.

john steinback romanları

Unutmamak gerekir ki Amerika, her ne kadar ekonomik olarak zengin bir ülke olsa da, eserin konusunu oluşturan olayların geçtiği 1930’lu yıllarda gelir dağılımı açısından çok kötü bir durumdadır. (Gerçi bugün de durum pek farklı değil.)

O dönemde Sanayi devriminden sonra tarımın da endüstrileşmeye başlamasıyla çiftlik sahipleri için hayat zorlaşmıştır. Bu bağlamda, 1929 ekonomik krizi ve ardından yaşanan toz fırtınası (dust bowl) ile büyük kuraklık bankalara borçlu olan çiftçi ve toprak sahiplerinin ellerindeki topraklarını büyük banka ve şirketlere karşı kaybetmesine neden olur. Kitapta bu durumun oluşturduğu sonuçlar analiz da edilmektedir. Özellikle işsizlik ve açlık olgusu insanın yüzüne bir tokat gibi defalarca çarpmaktadır. Yazar, aslında kapitalist sistemin eleştirisini Tom Joad ve ailesinin zorunlu göç yolculuğu üzerinden yapmaktadır. Bunu yaparken de dönemin Amerikan kültürü ve sosyal yapısını da tahlil etmektedir. Belirli periyotlarla yaptığı doğu-batı karşılaştırması ve “Okie” tanımlaması da bu durumu göstermektedir. Emekten ve işçiden yana olan yazarımız, kitabın belli kısımlarında “kızıllar” tanımlamalarıyla komünizm göndermeleri de yapıyor.

gazap üzümleri konusu

1939 yılında yazılan ve yaklaşık 540 sayfa olan Gazap Üzümleri kitabının yazarı John Steinback 1902 doğumludur ve çiftçi bir ailenin çocuğudur. Yazıları ve kitaplarında işçi sınıfını çok iyi işlemesi de hayatının belli periyotlarında işçilik ve çiftçilik yapmasından kaynaklanır. 1940 yılında bu kitabıyla Pulitzer ödülünü aldığını da ekleyelim. Öte yandan, romanı elinize ilk aldığınızda tek nefeste okuyup bitireceksiniz dersek yalan olacaktır. Zira romanın özellikle ilk 25-30 sayfasında konuya girmekte zorlanacaksınız. İlgili sayfalardaki betimlemelerin çokluğu başlarda sizi biraz sıkacaktır. Tam da burada tavsiyemiz bu kıymetli eseri vazgeçmeden okumaya devam etmeniz olacaktır.

Çünkü romanın devamında konu akışı, sizi avuçlarının içine alıp sıkıca saracak ve betimlemeler zamanla azalacaktır. Özellikle kitabın ortasından sonra, onu elinizden bırakmadan bir an önce bitirmek isteyeceksiniz. Tabi, bu süreç içerisinde içinizin yanacağını ve belki de gözlerinizden bir damla yaş akacağını da belirtmek isteriz.

Dönemin Amerikan Başkanı Roosevelt’in bile “kitabın anlattıklarının abartılı olduğunu düşünmüyorum.” dediği bu eser, ilk yayımlandığı dönemde “komünizm” propagandası yapma eleştirileriyle karşılaşmıştı. Yazar, kitabın içinde de yer yer sermaye sahiplerinin işlerine gelmeyen her haklı fikir sahibine “kızıl” demesini de işlemiş ve eleştirmiştir. Ona göre sermaye sahibi burjuva sınıfı liberalizmi bir silah olarak kullanıp hakkını arayan her kişiyi komünist olarak yaftalamaktadır. Hatta kitabın bir kısmında “komünist ne demek?” diye soran yerel bir işçiye patronu “saati 25 cent olan işi yapmak için 30 cent isteyen kişi” demiştir. Bunun üzerine işçi de “O zaman hepimiz komünistiz.” der.

Öte yandan, kitapta vurgulanan açlık temasının zirve yaptığı yer, romanın final sahnesidir. Yolculukta yaşadıkları nedeniyle bebeğini doğum esnasında yitiren Rose of Sharon karakteri final sahnesinde açlıktan ölmek üzere olan bir insanı, hayata tutundurmak için emzirmek zorunda kalmıştır. Ayrıca, yine finale çok yakın sahnelerden birinde ana karakterimiz Tom Joad, artık ailesinden ayrılarak ezilenlerin hak ve hukukunu savunmak için mücadele edeceğini belirtmiştir. Bu sahnede de halkın içinde başlayan uyanış, ilgili karakter üzerinden verilmiştir.

gazap üzümleri kısa özeti

Gazap Üzümleri konusu ve hikâyemiz aslında doğudan batıya doğru umudu da içinde barındıran bir yol ve göç hikâyesidir. Hikâye ailenin büyük oğlu Tom’un şartlı salındığı McAlester hapishanesinden çıkışıyla başlıyor. Bir kavgada kendini savunmak adına karşı tarafı öldüren Tom Joad birkaç yıldır hapishanede olduğundan dolayı ailesinin ne durumda olduğunu bilmemektedir. Eve giderken yolda papaz Casy ile karşılaşır. Onu da yanına alarak evine doğru gider. Kahramanımız, çiftliklerine vardığında karşılaştığı manzarayla şoka uğrar. Yaşanan büyük depresyon sonrası bir de büyük kuraklık olup ürünler mahvolunca, ailesi aldığı borçlar karşılığında arazisini ve topraklarını bankaya vermiştir.

Banka da toprakları artık traktörle süreceği için o bölgedeki bütün insanların araziyi boşaltmasını talep eder. İşte göç yolculuğu da bu şekilde başlamış olur. Ailesinin amcası John’un evine geçici olarak yerleştiğini ve Kaliforniya’ya doğru bir umut yolcuğuna çıkacağını öğrenen Tom hemen oraya gider.

İşte olaylar bu noktadan sonra hareketleniyor ve kitabı elinizden düşüremiyorsunuz. Joad ailesi yaşlı anne ve baba öncülüğünde her şeylerini satıp romanın kahramanlarından biri olan kamyona yükler ve Oklahoma eyaletinden batıya, yani meyve bahçelerine işçi olmak için yola çıkar. Bu yolculuğun içinde ölümler, kazalar ve acılar, dolayısıyla hayatın ta kendisi yer alacaktır. Okuyucu, yazarın müthiş betimlemeleri ve empati gücü sayesinde kamyonun tepesindeki bir birey gibi kendini olayların içinde bulacaktır. Bu olaylar silsilesi içinde kimi zaman sermaye sınıfına öfkelenecek, kimi zaman kendi hayatınızı düşünüp şükredecek ve kimi zaman da öfkeyle yumruklarını sıkacaksınız.

Nihai olarak olayların örgüsü maalesef ailenin istediği gibi gelişmez ve Kaliforniya’ya vardıklarında umut ettikleri işi de aşı da bulamazlar. Kitabın içinde işlenen en önemli temalardan biri olan aile kavramı da bu yolculuk sırasında dağılacaktır. Yani, ailenin bazı üyeleri öldüğü gibi bazı üyeleri de artık ortak hareket etmekten sıkılıp ayrılarak kendi başının çaresine bakacaktır.

john steinbeck klasikleri

Romanda toplum, din ve devlet konuları dönemin ekonomik koşulları altında işlenmiştir. Yani, hem kriz hem de kuraklık koşullarının doğurduğu büyük göç hareketi sırasında emekçi halkın dinlenme yerlerinde birbirine sahip çıkması ve kollaması detaylıca vurgulanmıştır. Bununla birlikte, batıda yer alan halkın da bu göç dalgası üzerine korkup bir süre sonra bu “göçmen halk”tan nefret etmesi de tahlil edilmiştir. Eserin en vurucu yerlerinden birisi de Kaliforniya’daki meyve bahçelerindeki meyvelerin fiyatların artması için çürümeye terk edilmesidir.

Yazara göre, bir yandan meyveler çürümeye terk edilirken diğer yanda emekçi halkın çocukları açlıktan ölmektedir. İşte burası da her şeye kâr odaklı yaklaşan kapitalizmin sert bir eleştirisidir. Sonuçta, fiyatların düşmemesi için insanlar açlıktan ölmektedir.

Büyük şirketler için önemsiz olan bu durum karşısında halkın gazabı git gide büyümektedir. Belki de bu nedenledir ki kitabın adı da “Gazap Üzümleri” olarak belirlenmiştir. Burada zengin meyve bahçelerine ve halkın büyüyen öfke ile gazabına atıf vardır.

Takdir edersiniz ki, kitabın en temel karakteri topraklarından ve yurtlarından edilen çiftçi Amerikan halkıdır. Bu genel karakter üzerinden kitabı okuduğumuzda romanın vermek istediği temel mesajın “toplumun bir araya gelip örgütlü hareket etmesi durumunda önünde hiçbir engelin duramayacağı” olgusudur. Ek olarak belirtmek gerekir ki; kitabın ana karakteri Tom Joad, diğer yardımcı karakterleri papaz Casy ve Tom’un annesidir. Kitapta “ana” olarak bahsedilen karakter, aileyi sürekli bir arada tutmak için çabalayacaktır. Onun için her şeyden önce aile bir arada kalmalı ve birbirine destek olmalıdır. Bu sayede bütün sorunların çözüleceğine inanan ana karakteri, göç ve sonrasında yaşananlar neticesinde ailesinin parçalanmakta olduğunu acı bir şekilde görecektir.

Gazap Üzümleri kitabı önemli karakterlerinden Casy karakteri ise geçmişte papazlık yapan, sonrasında ise bu mesleği bırakan bir karakterdir. Aslında romanın dini tahlili Casy üzerinden yapılmaktadır. Dönem dönem dini felsefeyi de eleştiren bu karakter aslında Tanrı’nın insan sevgisinde yattığını ve bu ruhun herkese dağılmış olduğunu belirtmektedir.

gazap üzümleri roman karakterleri

Ana karakterimiz Tom ise hapis hayatında olgunlaşmış, yol boyunca karşılaştığı haksızlıklar karşısında kendisini anasının hatırı için tutmuş sağlam ve güçlü bir karakterdir. Her ne kadar göç boyunca sabırlı olsa da kitabın sonlarında artık sabrı tükenecek ve haksızlıklara karşı direnmek için ailesinin yanından ayrılacaktır. Dönem dönem onun karşılaştığı zorluklara ve bu zorluklar karşısında gösterdiği dirayete şaşıracağınıza eminiz. Ayrıca, toplum eleştirileri ve diyalogların bazıları da yine bu karakter üzerinden okuyucuya verilmiştir.

Gazap Üzümleri romanının temel karakterleri bu şekilde olmakla birlikte Al Joad, Rose of Sharon, Ruthie, Winfield, Connie, baba, John amca, Noah, büyük baba, büyük ana, Wilson ailesi ve Muley gibi yan karakterler de mevcuttur. Bu karakterlerin rolü ve tahlillerde yer alış süreleri görece daha azdır.

Nihai olarak belirtmek gerekir ki klasik Amerikan edebiyatı, realist ve duygusal romanları seviyorsanız bu romanı okumanızı kesinlikle öneririz.

Yorum yapın