İçindekiler
Dünya tarihini değiştiren bazı büyük olaylar vardır. Bu olaylar üzerinden yüzyıllar geçse bile unutulmazlar. Tarım devrimi ile birlikte insanlığın göçebe topluluklardan gelip toprağa yerleşmesi ve toprağı işleyerek kendini doyuracak gıdalar üretmesi böyle bir devrimdir. Tarihçiler, o dönemde dünya tarihinin en önemli hareketinin tarım devrimi olduğunu düşünmekteydiler. Öte yandan, 18. Yüzyılın ortasından sonra İngiltere’de buhar gücü birçok şeyi değiştirecekti. Buharlı makine ve motorun icadı belki günümüze uzanan teknoloji ve OpenAI gibi yapay zekâ devrimlerini bile tetikleyecek büyük bir hareketi başlatmıştı. Bu kapsamda tarihçiler, bugün hala tarihin en büyük devriminin Sanayi Devrimi olduğunu belirtmektedirler. Okullarda hepimize öğretilen bu büyük dönüşüm sürecinin sonuçları kadar nedenlerini de çok önemlidir. Yıllar sonra anlıyoruz ki; aslında okulda ezberleyip geçtiğimiz bu kavram aslında hala hayatımızı şekillendirmektedir.
Bu süreç, insanlık tarihini neredeyse tamamen dönüştürmüştür. Britanya’dan başlayıp önce Avrupa ve sonrasında bütün dünyayı sarmıştır. Bu bağlamda belirtmek gerekir ki endüstri devrimi olarak da bilinen bu dönemde ekonomiden üretim şekillerine, toplumsal ve aile hayatından siyasi yönetimlere de kadar her şey baştan aşağı değişmiştir. Bugün liberal demokrasi, endüstri 4.0, kapitalizm, komünizm ya da emperyalizm kavramlarından bahsediyorsak, bu ideoloji ya da dünya görüşlerinin temelini ve köklerini sanayi devrimi kavramında aramak gerekmektedir. Bu noktada öncelikle nedenlerini ve sonrasında aşamalarıyla birlikte sonuçları ile günümüze olan etkilerini analiz edecek ve geleceğe bir projeksiyon tutmaya çalışacağız. Unutmayalım ki bu süreç insanlığa yenilikler getirmekle beraber meşhur Gazap Üzümleri kitabında da anlatıldığı üzere beraberinde birçok acı, gözyaşı ve ölüm de getirmiştir.
Sanayi Devrimi’nin Kökenleri: Neden İngiltere’de Başladı?
Avcı-toplayıcı göçebe toplumdan yerleşik düzene geçen insan, toprak ve mülkiyet kavramıyla tanışmıştı. Ünlü tarihçi Noah Harari’nin Sapiens adlı kitabında da detaylıca anlattığı gibi, zamanla tarım toplumuna dönüşen bu kitleler, zaman tarım teknolojilerinin gelişimiyle daha çok gıda üretmeye başladı. Artan gıda ve üretim beraberinde nüfus artışını da getirmiştir. Artık çiftçiler daha çok kişiyi besleyebiliyor ve ailelerini genişletmekte zarar görmüyorlardı. Ayrıca daha çok çocuk zamanla tarlada ve çiftlikte çalışacak ve ailesine destek olacak daha çok insan demekti. Bu dönemde başlayan buhar gücü keşfi, dokuma tezgâhlarının artışı ve demir çelik üretimindeki inovasyonlar sanayi devriminin ayak seslerini de beraberinde getiriyordu. Tam da bu dönemde Adam Smith ve klasik iktisatçılar diye tabir ettiğimiz görüşler ile kapitalizm de ortaya çıkıyor ve neredeyse endüstri devriminin felsefesini de onlar oluşturuyorlardı.
Peki, Sanayi Devrimi neden İngiltere’de doğdu? Yani aynı dönemde mesela Fransa ya da Çin’de değil de neden Britanya’da böylesine büyük bir hareket ortaya çıktı? İşte bu soruya tarihçiler ortak ve üzerinde mutabakata varılmış bir cevap veremiyorlar. Bununla birlikte bazı nedenler sıralanabilmektedir.
İşte Sanayi Devriminin İngiltere’den başlamasının nedenlerini sıralayacak olursak:
- O dönemde İngiltere’nin ta 1215 Magna Carta’dan gelen esnek ve demokrasiye yakın bir monarşi ortamında olması,
- Ticaretin ve ticari aklın zaten gelişmiş olması,
- İnovasyonu destekleyen serbest bir ticaret ortamının olması,
- Kanal sistemleri sayesinde lojistik ve taşımacılık altyapısının yeterli olması
- Zengin kömür ve demir yatakları, yani ham maddeye sahip olması
Ayrıca bu dönemde dünyada başlayan kapitalist felsefe ve düşünce dünyası da bu devrimin hızlanması ile yayılmasını tetiklemiştir. Kapitalist düşünce ve buharlı makinelerle üretimin artarak yayılmasıyla birlikte pazarlar genişlemiş ve sömürgecilik faaliyetleri de başlamıştır. Bu noktada hem ucuz ham maddeye ulaşmak ve hem de artan üretimle ortaya çıkan arz fazlası için bakir pazarlar bulmak çok kritik bir hale gelmişti. Bu noktada devrimin başlangıcıyla beraber aşamaları da önem kazanmaktadır.
Sanayi Devrimi’nin Temel Yenilikleri: Endüstride Devrim ve Aşamaları
Aşamalara geçmeden önce belirtmek gerekir ki; dünya siyasi tarihini iyi analiz edersek Fransız İhtilali ve Amerikan Bağımsızlık Savaşı dönemlerinin de bu harekete yakın dönemlerde olduğunu, hatta birbirini tetiklediğini de görürüz. Bununla birlikte sanayi devrimi, diğer devrimler gibi spesifik bir gün ya da tarihte gerçekleşmemiştir. Bu doğrultuda rahatlıkla belirtmeliyiz ki endüstri 1.0 de denilen bu olgu belirli dönemlere yayılarak gerçekleşmiştir. Özellikle de yukarıda saydığımız bazı özelliklerinden dolayı bu hareket İngiltere’de başlamış ve hızla dalga dalga yayılarak bütün dünyada devrimsel bir nitelik kazanmıştır.
- Birinci Sanayi Devrimi: 1760’larda başlayan bu süreç aslında klasik anlamda devrimin de başlangıcı olarak kabul edilir. Bu aşamada üretim emek ve insan gücünden yavaş yavaş makine ve sermayeye doğru kaymaya başlamıştır. Tarımla uğraşan topluluklar artık işçi olmaya başlamış ve el ile üretim yapan esnaflar ile loncalar bu dönemde zarar etmeye, rekabet gücünü kaybetmeye başlamıştır. Bu dönemde gıda ve üretim artışıyla birlikte nüfus artış hızı da güçlü bir şekilde artmıştır.
- İkinci Sanayi Devrimi: 1870’li yıllardan 1915’lere kadar devam eden ve teknoloji devrimi de denilen sürecin adıdır. Bu adımda işin içine artık içten yanmalı motorlar, elektriğin kitlesel üretime katılması ve İngiltereli Henry Bessemer’in yöntemini geliştirdiği yeni ve ucuz çelik üretim yöntemi ortaya çıkmıştır. 2. Dönem artık iyice ölçek ekonomisi, kitlesel yoğun üretim ve ağır sanayinin ön plana çıktığı aşamadır. Bu kapsamda makineleşme artmış, tarım kesiminin ağırlığı iyice azalmış ve işçi şehirleri iyice ortaya çıkmaya başlamıştır.
Bu hızlı büyüme hareketlerini kısa sürede Fransa, Belçika, İtalya ve o dönem iç savaştan çıkmış olan Amerika gibi ülkeler benimseyerek hızla sanayileşmeye başladılar. Bu hızla endüstriyel üretim artışı ve büyüme beraberinden ciddi bir rekabeti de getirmiştir. Tam da bu aşamada aklımıza “Dünya Savaşlarının Nedeni” acaba sanayi devrimi ve beraberinde getirdiği rekabet, büyüme hırsı ve sömürge arayışı hisleri olabilir mi? sorusu da gelmiyor değildir.
Sanayi Devrimi Sonuçları: Ekonomik ve Toplumsal Etkileri
Dünya ve insanlık tarihinin akışını değiştiren en önemli olay olarak kabul edilen Sanayi Devrimi, doğal olarak çok büyük sonuçlar doğurmuştur. Bu sonuçlardan en önemlisi insan hayatının şeklinin değişmesidir. Bu doğrultuda tarım toplumunda üreticinin direkt kendisi olan insan, endüstri toplumunda üretime emek olarak katılmaya başlayıp ücretli bir işçi haline gelmiştir. Öte yandan tarihçilerin de ısrarla belirttiği üzere bir diğer en önemli sonuç da işçi sınıfıyla birlikte şehirleşme, burjuva ve sermaye sınıfıyla birlikte kapitalizmin de doğmuş olmasıdır. Yani işçi sınıfı artık kentleşme sürecini doğurmuş ve topraklarından büyük şehirlere göç etmiştir. Ayrıca bu süreç doğal olarak komünizm ve sosyalizm gibi hareketlere neden olmasıyla birlikte büyük bir ideolojik tetikleyici de olmuştur.
Nihayetinde 1917 Rus Ekim devrimi dahi bu sürecin bir sonucudur. İlave olarak belirtmek gerekir ki işçi sınıfıyla birlikte endüstri devrimi maalesef kadın ve çocuk işçiliği kavramını da hayatımıza sokmuştur. O dönemde yüzbinlerce insan fabrikalarda ölmüş ya da sakat kalmışken bunların içinde maalesef kadın ve çocuk işçiler de vardır. Tam da bu noktada belirtmek gerekir ki sosyalizm gibi hareketler zaten bu insanlık dışı çalışma şartlarının doğal bir sonucu olarak doğmuştur. Bütün bunlara ek olarak artan üretimle birlikte ham madde ve Pazar ihtiyaçları sömürgecilik ve emperyalizm hareketlerini de beraberinde getirmiştir. Bu yarışa sonradan katılan ve birliğini yeni sağlayan Almanya’nın saldırgan tavırlarının dünya çapında iki büyük savaş çıkardığını ve bunların da yüz milyona yakın insanın ölümüne neden olduğu da ortadadır. Bu bağlamda Versay Antlaşmasını da incelemenizi öneririz.
Sanayi Devriminin sonuçlarını maddeler halinde sıralayacak olursak:
- Tarım toplumundan kentleşme ile şehir toplumuna geçiş.
- İşçi zümresi adı altında yeni bir sınıfın doğması,
- Kapitalizm, komünizm ve emperyalizm gibi akımları tetiklemesi,
- Dünya savaşlarına yol açacak olan ham madde ve Pazar arayışlarına neden olması,
- Kadın ve çocuk işçiliğini başlatması,
- Bilimsel düşüncenin öneminin artması,
- Çevre kirliliği ve dünyanın ekolojik dengesine olan zararı.
Sanayi Devrimi ile Mirası ve Çevre Etkisi: Günümüze Dersler
Günümüzde iklim krizi ve bununla da bağlantılı sayabileceğimiz mevsimlerin değişmesi ya da göçmen krizi gibi konular oldukça popülerdir. Bu bağlamda, üretken yapay zekâ ve Endüstri 4.0 konularının bile Sanayi Devrimi olgusuna bağlandığını düşünürsek bu hareketin çevreye ve insanlık tarihine etkisini anlamamız mümkün hale gelecektir. Buhar gücünden başlayıp yapay zekâ ile Elon Musk etkisiyle roket fırlatmaya kadar giden bu sürecin en büyük zararı insan ruhu ile birlikte iklim krizi ve doğal dengeye olmuştur. Bugün bu konuda geriye dönülmesi çok zor zararlar bırakmış durumdayız. Evet, endüstri devrimi ve teknolojik buluşlar sayesinde bütün insanlık önemli bir aşama kaydetmiştir. Öte yandan aşırı kâr hırsı ve sürekli büyüme güdüsüyle birlikte sınırlar zorlanmış ve aşılmış durumdadır.
Geldiğimiz noktada gelişim ve insanlığın ilerlemesi engellenemez bir süreç halini almıştır. Hatta eğer Harari’den Homo Deus’u okursanız gelecekteki biyo-teknolojik gelişmelerle yarı tanrılığa yürümesi beklenen insanoğlunun önünde daha büyük bir gelişme alanı olduğunu görmek zor olmayacaktır. Buradaki mesela bu ilerleme ve gelişmelerin maliyetinin büyüklüğüdür. Bu bağlamda son olarak belirtmek gerekir ki; sanayileşme ve teknolojiden vazgeçmeden COP-28 ve Paris İklim Sözleşmesi gibi konseptler dâhilinde modern dünyada kâr sağlayarak büyümek yine de mümkündür. Yeter ki toplumsal mutabakat, doğa ve insan odaklı bir ekonomik sistem dâhilinde hareket edilsin.