21 yüzyıl için 21 ders

21.Yüzyıl için 21 Ders: Konusu ve Özeti

Günlük işlerin ve koşuşturmaların arasında hayatın anlamını sorgulamayı unuturuz. Nereden geldiğimizi, neden bu dünyada olduğumuzu ve nereye gideceğimizi belki de sadece sevdiğimiz bir kişiyi kaybettiğimizde sorgularız. Bu sorgulama da, genelde pek uzun sürmez. Sonuçta insan, her koşula alışan oldukça esnek bir canlıdır. İşte tıpkı bu sorgulamaları unuttuğumuz gibi dünyanın geçmişi, bugünü ve geleceği gibi konuları da günlük işlerden dolayı pek sorgulamayız. Daha önce diğer best-selling Sapiens ve Homo Deus adlı iki kitabını değerlendirdiğimiz Noah Harari, bu yazımızın konusu olan 21.Yüzyıl için 21 Ders adlı eserinde bize bugünü sorgulamayı hatırlatıyor. Yazar, 2014 yılında ilk çıkardığı Homo Sapiens adlı eserinde, insanlığın avcı toplayıcı topluluktan önce, bilişsel devrimle, tarım toplumuna ve oradan da sanayi devrimiyle nasıl yerleşik hayata geçtiğini ve medeniyetler kurduğunu anlatmıştı. Sonrasında ise 2016 yılında çıkardığı Homo Deus ile insanoğlunun gelecekte teknoloji ve biyolojik mühendisliğin işbirliğiyle ölümsüzlüğü arayan tanrısal bir canlıya dönüşeceğini anlatmıştı.

noah harari ve 21.yüzyıl için 21 ders konusu

Bu bağlamda 2018 yılında çıkardığı 21.Yüzyıl için 21 Ders adlı kitabıyla da sıranın bugüne geldiğini belirtmiştir. Yani geçmiş ve gelecek sorgularından sonra bugünü konuşmanın zamanı gelmiştir. Bu noktada, geçmiş ile gelecek olduğu kadar, teknolojinin hızla aktığı ve dünyayı dönüştürmekte olduğu bugünü sorgulamamız da gerekmektedir. Kitaba göre, avcı toplayıcı bir toplumken sürekli ortamın değişmesi zorunluluğu nedeniyle mülk sahibi olmanın yük sayıldığı ve bir şeylere “sahip olma” ihtiyacı hissedilmediği günler insan mutluydu. Sonra birisi çıktı ve bir alanı çitle çevirerek “burası benim” dedi. İşte liberal demokrasinin ve savaşların da çıkış noktası sayacağımız yer tam da burasıydı. Özel mülkiyet ve sahip olma dürtüsü ile birlikte toplumlar diğerinin elinde olanı ele geçirerek büyümeyi hedeflediler. Böylece çatışma ekonomisi başladı ve ikinci Dünya Savaşı sonrasına kadar devam etti.

Yüz milyon kişinin ölümüyle sonuçlanan bu süreç sonrasında adına liberal demokrasi dediğimiz sistem, rakipleri komünizm ve faşizmin yok olmasıyla elimizde sağ kalan tek işler sistem haline geldi. İşte bu kitabı okurken bu süreci düşünmek gerekir.

Yaklaşık 340 sayfa olan bu kitap temelde, 21.yüzyılın kendine has sorunlarına karşı yeni nesil çözüm önerileri getirmeyi amaçlamaktadır. Takdir edersiniz ki tarım toplumunun karşılaştığı sorunlara karşı geliştirdiği çözümler, endüstri devrimiyle birlikte artık işe yaramaz hale gelmişti. İşte tıpkı bunun gibi endüstri çağının geliştirdiği çözümler de günümüzün teknoloji ve üretken yapay zekâ çağında artık geçersiz hale gelmiştir. İşte tam da bu noktada, yazara göre bu dönemde insanlığın, baş başa kaldığı büyük ve yeni sorunlara karşı çözüm önerileri getirmemesi durumunda bir sonraki yüzyılı görme olasılığı çok düşüktür.

21.yüzyıl için 21 ders özeti

Ona göre en büyük üç sorun ise şu şekildedir:

  • Teknolojik Yıkım (disruption)
  • İklim Krizi ve Küresel Isınma
  • Nükleer Silahlar ve Savaş Riski
  • Teknolojik yıkım konusunda Harari oldukça kötümserdir. Gerçekleştirdiği röportajlarda bunun sebebi olarak ise diğer insanların bu konuda yeterince iyimser olmasını gösteriyor. Yani, ona göre teknolojik gelişme ve üretken yapay zekanın (Generative AI-Open AI) olumlu yönlerini zaten herkes belirtiyor. Bir tarihçi olarak kendisi ise teknolojinin insan elinde potansiyel barındıran olumsuz yönlerini zihinlere en azından düşünmeleri için getirmek istediğini belirtiyor. Bu bağlamda bir söyleşisinde, “Endüstri Devrimi harika bir şeydi ve insanlığa büyük katkıları oldu. Öte yandan onun yüzünden iki dünya savaşında yüz milyondan fazla insan öldü.” diyerek bu durumu açıklamaktadır. Bu noktada belirtmek gerekir ki; teknolojik yıkım aslında tek başına belirleyici olmayacaktır. Onunla birlikte gelişen biyolojik mühendislikle birlikte kullanılınca çok daha yıkıcı sonuçları olacaktır. Düşünsenize vücudunuza yerleştirilecek çipler ve sensörler yoluyla sizi sizden iyi tanıyan ve duygularınızı bile yönetebilecek yapay zeka, kulağa ürkütücü gelecektir.
  • İklim Krizi ve Küresel Isınma, konusu ise global bir sorundur. Bu bağlamda küresel sorunlara uluslararası işbirliğiyle ortak çözümler geliştirilmelidir. Kitabımıza göre ise dünyanın ve medeniyetin devamı bu konuda alacağı aksiyonlara bağlıdır. Karbon ayak izinin azaltılması, yeşil enerji dönüşümünün sağlanması ve özellikle elektrikli araçların yaygınlaşması gibi konular sağlanmazsa gelecek yüzyılda insanlık ciddi bir iklim kriziyle karşı karşıya kalacaktır.

21.yüzyıl için 21 ders ne anlatıyor
  • Nükleer Silahlar ve Savaş konusu ise karmaşıktır. İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşan soğuk savaş iklimi ve nükleer silahlanma yarışı, 1990’ların başında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla sona ermişti. Bu gelişmeyle birlikte, özellikle batı dünyası, uzun yıllar süren nükleer savaş riskinin sonra erdiğini düşünerek derin bir nefes aldı. Öte yandan yazarımızın da sürekli belirttiği gibi “İnsanların aptallığını asla hafife almamak gerekir.”

Daha önce de ifade ettiğimiz gibi diğer iki kitabının aksine 21.Yüzyıl için 21 Ders adlı eserde bugünün ve yakın geleceğin sorunları ele alınmaktadır. Yani dünyanın ve insan türünün şu an gündeminde neler olmalı ve gelecekte mutlu olmak için şimdiden kendi çocuklarımızı nasıl yetiştirmeli ve onlara neler öğretmeliyiz sorularının yanıtlarını bu kitapta bulacaksınız. Bu bağlamda nükleer tehlike hala devam etmekte ve Rusya-İran-Çin bağlamında BRICS ülkeleri ile batı bloğu arasındaki gerginlik sürmektedir.

21.Yüzyıl için 21 Ders kitabı temelde beş bölümden oluşuyor. Bununla birlikte her bir bölümün altında iş piyasası, özgürlük, eşitlik, medeniyet, din ve ulusalcılık gibi günümüzün sosyal, siyasi ve kültürel konularından alt başlıklar mevcuttur. Yazar her kısımda belli konuları ele alıp geçmiş ve gelecek arasında kurduğu bağlar sayesinde bugünün sorunlarına çözüm aramaktadır.

Kitabın bölümleri ise şu şekildedir:

  1. Teknolojik Zorluk
  2. Siyasi Zorluk
  3. Umut ve Umutsuzluk
  4. Hakikat
  5. Direnç
harari son kitabı

Bu başlık ve alt başlıklardan en dikkat çekici olanlara, kısaca da olsa değinmenin önemli olduğunu düşünüyoruz. Mesela teknolojik zorluk başlığı teknolojik yıkımı andırmaktadır. Burada Yuval Noah Harari, insan ömrünün uzaması ve baş döndürücü teknolojik değişim nedeniyle insanların yaşayacağı zorluklardan bahsediyor. Yani, eskiden bir kamyon şoförünün ömrünü tek meslekle tamamlarken artık yapay zeka ve otonom araç ya da robotların bu işi yapacak olması nedeniyle 45 yaşından sonra ikinci, yeni model bir meslek öğrenmesi gerekeceğini belirtiyor. Ona göre evet bazı meslekler ölecek ancak kendini sürekli yenileyen ve geliştiren insanlar için çok daha farklı ve yeni meslekler ortaya çıkacaktır. Arada hemen şunu da belirtelim ki yazarımız insaflı birisi ve kendini yenileyemeyen insanlar için de asgari dünya vatandaşlık maaşı öneriyor. Sonuçta bu değişim ve dönüşümü herkes başaramayacak. Bunu başaramayanların da işsiz kalması durumunda hem kendilerine hem de topluma zarar vermemesi adına belirli bir asgari gelir seviyelerinde olmaları gerekecektir.

Bir başka alt başlıkta ise yazarımız şaşırtıcı bir şekilde ulusalcılığın önemine değiniyor. Yani ona göre eğer milli bilinç olmazsa insanlar hiç tanımadıkları başka insanların sağlık ve güvenlik gibi masrafları için vergi ödemek istemeyeceklerdir. Bu kapsamda kendisi, olumlu anlamda yapılan bir milliyetçiliğin hem bireysel hem de toplumsal anlamda faydalı olacağını vurgulamaktadır. Daha önce de belirttiğimiz üzere ulusal hislerin önemine değinen N.Harari, diğer yandan dünyanın en büyük sorunu olarak gördüğü üç sorunun çözümünde global bir bakış açısı ile uluslararası yardımlaşma ve işbirliği gerektiğini de vurguluyor.

Bu kitapta ayrıca herkesin kafasında yer alan şu soru işaretine de yanıt mevcuttur. Yani, evet milliyetçilik güzeldir ve toplumları fedakâr olmaya iter. Öte yandan faşizmle milliyetçilik arasındaki sınırı belirlemenin yolları da bilinmelidir. Bu ince çizgi aşılmamalıdır. Bu konuda yazarımız “Benim milletim eşsizdir ve ona yardım etmem gerekir dediğinizde milliyetçi, benim milletim herkesten üstündür ve diğerleri önemsizdir dediğinizde faşist olursunuz.” diyerek bir nevi sınır ve ölçü belirlemektedir. Zira, dünya savaşına neden olan ve milyonlarca kişiyi ölüme sürükleyen bu düşüncenin sınırları belirlenmezse aşırı sağın yükselmekte olduğu günümüzde tekraren çok büyük tehlikelere neden olacaktır. Bu alt başlığa son olarak sosyolojik bir gerçek olarak vatanseverlik ve milliyetçilik duyguları toplumları bir arada tutarken bu duygularda aşırılık ve sınırların aşılması faşizm gibi tehlikeli ve ölümcül bir ideolojiye kadar gidebilmektedir ekini yapalım.

21.yüzyıl için 21 ders kısa özet

Yazarımız terörizm konusunda da düşüncelerimizi ve tabularımızı yıkıyor. 21 Ders adlı bu kitapta Harari, terörizmin tek silahının “korku” olduğu ve insanları sadece bu his üzerinden yönetmekte olduğunu belirtmektedir. Yani, eğer toplum olarak bu kara propagandanın tesiri altında kalırsak, terörizm hedefine ulaşmış olacaktır. Bize önerdiği ise bu korkuya boyun eğmeden cesur bir şekilde hayatımıza devam etmemizdir. Öte yandan savaş konusunda da dünyanın günümüzde liberal demokrasi sayesinde daha az çatışmalı bir ortam olduğunu ve geçmiş yüzyıllara göre bugün savaştan ölen insan sayısının intihar sonucu hayatına son veren insan sayısından çok daha az olduğunu vurguluyor.

Din konusunda yazarımızın ateist olduğunu belirterek konuya girmekte fayda var. Diğer iki kitabından da bildiğimiz üzere kendisi avcı toplayıcı toplumda insanların daha mutlu olduğuna inanıyor. Bu bağlamda tarım devriminden önce insanların canlılarla kendilerini eş gördüğü dönemlerde daha mutlu olduklarını belirten yazar, bu devrimden sonra insanların canlıları “kendi hizmetinde ya da kendileri için yaratılmış” görmelerinden ötürü onları kafese koymaya, eziyet etmeye başladığına inanıyor. Bu bölümlerde ve dönemlerde Tanrıyı sorgulayan kitapta bu tür soyut kavramların toplumları bir arada tutmak için üretilmiş kurgular olduğu anlatılmaktadır.

Kitabına tarihin hiç de adil olmadığını ima ederek başlayan Profesör Noah Harari, bilişim teknolojisi yani bilgi teknolojileriyle biyo-mühendisliğin bir araya geldiği ve adına “ikili devrim” dediği yeni dönemde insanlığın ve liberal demokrasinin büyük bir tehdit altında olduğunu belirtiyor. Bu bağlamda, nano-teknoloji sayesinde verinin depolanması ve saklanmasının çok kolay olması, büyük veri (big data) devriminin yapay zekayı algoritmalarla beslemesi gibi gelişmelerle birlikte kontrolün ve otoritenin Tanrıdan büyük teknoloji şirketlerine geçtiğini belirten kitap bunun zararlarını da anlatıyor. Yazar, bu bağlamda tıpkı bugün yolculuğa çıkarken yolumuzun rotasını navigasyona bıraktığımız gibi, gelecekte hayatlarımızın rotasını da robotlara bırakmamızın muhtemelen olacağını belirtip bunun risklerine değiniyor. Her ne kadar tıp ve bilim alanında kullanıldığında çok faydalı bir devrim olsa da bir avuç iktidar sahibi zümrenin elinde bu biyoteknoloji ve bilgi teknolojisi devriminin bir felakete neden olma ihtimali de vurgulanıyor.

harari son kitabı konusu özeti

Ayrıca, Trump’un ve aşırı sağın ivme kazanması ve göçmen krizi gibi sorunlara verecek cevabımızın olması gerektiği de konuların arasındadır. Tabi, bu konuların çözümleri genel olarak yapay zekâya bağlanmaktadır. Gerçekten de gelecekte veri analistleri, veri bilimcileri ve yapay zekâ uzmanlarıyla dolu bir iş piyasası ve toplumda sorunların çözümü için de farklı bir dil kullanmamız gerekecektir.

Öte yandan bu 21.Yüzyıl için 21 Ders adlı kıymetli esere oldukça fazla eleştiri de gelmiştir. Her şeyin başında Harari’nin NATO’nun adamı olduğu ve onların söyledikleri doğrultusunda yazdığını söyleyen komplo teorisyenlerinin görüşünü vurgulamamız gerekmektedir. Bu ona karşı yapılan en ciddi eleştiridir. Bununla birlikte bu kitabında daha önceki kitaplarından çok da farklı şeyler söylemediğini belirten bazı eleştirmenler kendini yenilemesini tavsiye etmektedirler. Kitabı okuyan biri olarak bu eleştiriye katıldığımı belirtmek isterim. Yani 21 ders kitabını okurken bazen kendinizi Homo Deus kitabını okuyormuş gibi hissettiğiniz olacaktır. Aslında yazar bunu çok da reddetmiyor ve bu kitabında daha yakın gelecekten bahsetmesi nedeniyle bazı konuların örtüştüğünü ifade ediyor. Nihayetinde bu kıymetli kitabı herkese öneriyor ve şimdiden iyi okumalar diliyoruz.

Bir yanıt yazın

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön