brics nedir

BRICS Nedir: Liberal Batıya bir Meydan Okuma mı?

Adına ilk bakınca, açılımının ne olduğuna dahi anlam veremediğimiz BRICS, özellikle 1 Ocak 2024 tarihindeki son genişlemesiyle birlikte dünya siyasetindeki önemini ve ağırlığını arttırmıştır. Avrupa Birliği ve Amerika’nın, büyümesini ve faaliyetlerini tedirginlikle yakından takip ettiği bu birlik, yükselen doğunun önemli simgelerinden biri haline gelmiş durumdadır. Bu birliğin çıkış noktası temelde, Sovyetlerin çöküşünden sonra ortada tek süper güç olarak kalan Amerika ile Avrupa Birliği’nin oluşturduğu batı bloğuna karşı doğu kaynaklı yeni bir denge oluşturmaktır. Bu bağlamda Rusya ve Çin’in hamleleri ile Brezilya ve Hindistan’ın da katılımıyla BRIC olarak 2006 yılında kurulan birlik, sonrasında 2010 yılında Güney Afrika’nın da katılımıyla BRICS halini almıştır. Tahmin edeceğiniz gibi kısaltma üye ülkelerin baş harflerinden oluşmaktadır. Yani sırasıyla, Brazil, Russia, India, China ve South Africa

2006 Yılında kurulan birlik, temelde dünyada hâkim olan liberal demokrasinin beşiği olan ülkelere bir alternatif olarak doğmuştur. Bu anlamda, üye ülkelere tek tek baktığımızda demokrasiye sahip olduğunu iddia etseler bile daha çok otokrasi diyebileceğimiz sistemler tarafından yönetildikleri söylenebilecektir. Rusya’da Putin ve Çin’de Komünist Halk Partisi’nin iktidarları on yıllarca süredir devam etmektedir. Bu ülkelere genelde muhalif kesimlere karşı bastırıcı ve yıldırıcı politikalar uyguladıkları ve güçler ayrılığı bulunan sağlam bir hukuk sistemleri olmadığı eleştirileri bulunmaktadır. Özellikle Rusya’da bazı muhalif liderlerin seçime giremedikleri düşünülürse, Rusya’nın demokrasiye sahip olduğu iddiası tartışmalı olmaktadır.

BRICS Nedir?

Bütün bu özellikleri dikkate aldığımızda liberal demokrasiyi savunan batı medeniyeti ve onun en güçlü temsilcisi olduğunu iddia eden ABD ve Avrupa Birliği eksenindeki bloğa karşı, daha ziyade monarşiye yakın yönetim sistemleri ve tek güçlü adam liderliğine dayanan yönetim anlayışlarıyla BRICS ülkeleri bir blok oluşturmuştur. 01.01.2024 Tarihinde bu birliğe katılan ülkeleri de inceleyecek olursak bu ülkelerin de liberal demokrasiyle mesafeli olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Bu grubun geçmişi aslında Jim O’neill adında bir ekonomiste kadar uzanmaktadır. Goldman Sachs ekonomisti olan O’Neill, 2001 senesinde ekonomileri gruplandırmak veya sınıflandırmak isterken coğrafi olarak geniş alana sahip ve ekonomileri hızlı bir şekilde büyüyen 4 ülkeyi sıralamak için BRIC kısaltma adını kullanmıştır. Bu ülkeler ayrıca doğal kaynaklar yönünden zengin olmaları ve yüksek nüfus potansiyelleriyle dikkat çekmekteydi. Jim, bu ülkelerin belirtilen nedenlerden dolayı önümüzdeki 50 60 yıllık dönem içerisinde dünyadaki en büyük ekonomiler haline geleceğini tahmin etmiştir. Ağustos 2023 döneminde İran, Suudi Arabistan, Arjantin, Birleşik Arap Emirlikleri, Etiyopya ve Mısır BRICS ülkeleri tarafından üyeliğe davet edilmiştir. Arjantin dışındaki diğer ülkeler daveti kabul etmiş ve 01.01.2024 tarihi itibarıyla üye olmuşlardır.

BRICS Ülkeleri

Bu bağlamda liberal batının Dünya Bankası veya IMF gibi uluslar üstü kurum ve kuruluşlarında doğu merkezli ülkelerin temsil ve söz sahipliğinin geçen yıllar içinde artmaması bir sorun olmuştur. BRICS ülkelerinin güçlenmesi ve bu grubun genişlemesi bir yandan da yıllardır batıya verilmek istenen mesajın aslında en net ve güçlü halidir. Ayrıca şurası bir gerçektir ki; kısa vadede olması mümkün görünmese de orta vadede kendi paralarını çıkarmaları ve kullanmaları durumunda ABD dolarına karşı güçlü bir alternatif olmaları da beklenmektedir. Öte yandan Dünya Bankası’nın doğu versiyonu olup yatırım bankası olarak 2014 yılında kurulan BRICS bank stratejik açıdan önemlidir. Bu banka daha işlevli ve verimli hale getirilirse dünyanın diğer ülkeleri açısından da bu birliği daha cazip hale getirecektir.

Bir süredir hep duyarız… “Amerika çöküyor ve AB dağılmak üzere…” “Evet, geleceğin yıldızları Asya kaplanları ve Doğu ülkeleri olacak…” Bu açıdan bakınca gelecek 50 yılda üretimin ve sermayenin yani paranın ekseninin batıdan doğuya kaymakta olacağını söylemek doğru olacaktır. Öte yandan mevcut durumda, yani günümüzde hala süper güç Amerika’dır ve Avrupa Birliği de en önemli siyasi ve ekonomik güçlerin başında gelmeye devam etmektedir. Liberal demokrasiye öncülük eden bu ülkeler de gelecek 50 yılda ağırlıkların ve gücün doğu ülkelerine kaymakta olduğunu görmüşlerdir. Bu noktada, kendileri de bazı önlemler almaya çalışmaktadırlar. Bununla bağlantılı olarak, Irak işgalini, Filistin sorununu veya Rus Ukrayna Savaşı’nı dünyadaki doğu batı çekişmesi ya da demokrasi ile monarşiler arasındaki mücadele olarak da okumak mümkündür. BRICS ülkelerinin henüz ortak para birimi olmasa da gelecekte böyle bir planları olduğunu ve her birinin ayrı ayrı G 20 üyesi olduklarını da bilmemizde yarar vardır.

brics bank üyeleri

Son genişlemeyle birlikte dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 50’sini oluşturan BRICS ülkeleri, dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 30’ine sahiptirler. Bu açıdan baktığımızda bu ülkelerin dünya siyasetine yön verme çabaları ya da dünyada ekonomi ve politikasındaki güçlerini artırma çabaları çok normaldir. Ayrıca bu ülkelerin dünyadaki petrol üretiminin yaklaşık yüzde 45’ini de gerçekleştirdiklerini belirtirsek, bu grubun ne kadar önemli bir aktör olduğunu anlarız. Ayrıca, 2024 yılında dönem başkanının Rusya olacak olması, grubun faaliyetleri açısından batı ülkelerini tedirgin etmektedir.

Bu bağlamda belirtmek gerekir ki 2000’li yılların başında yapılan araştırma ve raporların büyük çoğunluğunda 2050 yılında Çin’in dünyanın en büyük ekonomisi olacağı tahmin edilmiştir. Ayrıca Hindistan, Brezilya ve Rusya ekonomilerinden en az ikisinin de aynı tarihlerde dünyanın en büyük ilk 5 ekonomisinde olacakları ön görülmekteydi. Amerika Çin ticaret savaşları ve eski başkan Trump’ın Çine karşı tavrını da bu bilgiler ışığında okumak kıymetli olacaktır.

putin ve 2024 genişlemesi

Bir yandan devam eden Rusya Ukrayna savaşı ve diğer yanda 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas’ın Gazze Şeridini aşarak İsrail yerleşim yerlerine saldırması sonrası başlayan İsrail Hamas savaşı devam etmektedir. Ayrıca, Asya’da Çin ile Tayvan gerilimi ile Hürmüz Boğazında Husilerin ticaret gemilerine dahi saldırması sonrası dünya tedarik zincirlerinin Covid-19’dan sonra tekrar tehlikeye girmesi sorunu devam etmektedir. İşte dünyanın git gide artan bir gerilime sürüklenmesi dikkate alındığında Rusya ve Çin’in başını çektiği bu ülkeler grubunun 2024 genişlemesi daha da anlamlı olmaktadır.

Yani BRICS ülkeleri, Rusya Ukrayna savaşında Rusya’nın, İsrail Filistin çatışmasında Filistin’in yanında yer alırsa dengeleri bu ülkelerin lehine değiştireceklerdir. Aslında, başta ABD yönetimi olmak üzere Batının tedirginlikle izlediği BRICS genişlemesinin de temel kaygı nedeni budur. Bu konuda da üye ülkelere özellikle Rusya ambargosunun dolaylı yollardan delinme çabaları hakkında gözdağı dolu mesajlar vermeye devam etmektedirler.

Bütün bu bilgiler dikkate alındığında 2024 yılındaki genişlemeyle beraber toplam 10 üyeye yükselen BRICS grubu, hem siyasi ve hem de ekonomik olarak önümüzdeki dönemde sesini ve gücünü yükseltecektir. Bu ses, muhtemelen uluslararası paylaşım mücadelesinde yeni çatışmalara neden olacaktır. Ayrıca bu yeni durum, liberal demokrasiye sahip batı ile daha çok monarşi ve tek güçlü adam liderliğine dayanan doğu arasındaki güç mücadelesinin temposunu önümüzdeki kısa dönem içerisinde artıracaktır.

2024 zirvesi liderleri

Bu anlamda BRICS 2024 yılı genişlemesinin dünya siyaseti ve ekonomisine etkilerini sıralayacak olursak:

  • Rusya Ukrayna savaşı kapsamında yaptırımların delinmesine olanak sağlayacak grup ülke sayısının artması,
  • Ekonomik olarak bir alternatif haline gelerek para birimi çıkarmaları durumunda doların tahtını sallaması,
  • Ukrayna ve Ortadoğu’da devam eden savaş ortamında dengelerin doğu bloğuna doğru kayması,
  • Siyasi olarak 2050 yılına kadar ağırlık merkezinin doğuya doğru kayması ve bu ülkelerin hem siyasi hem de ekonomik olarak söz sahibi olmaları.
  • BRICS Bank yani yatırım bankası önümüzdeki dönemde önemli bir alternatif olacaktır.
  • Ayrıca yeni durumda adının BRICS+ olarak değişeceği tahmin edilmektedir.

Bölgesel bir güç olarak Türkiye, bu gruba üye olmak konusunda söylentiler de olan ciddi bir aday üye olarak bilinmektedir. Bununla birlikte, hem batı ülkelerinin koruma kalkanı olarak bilinen NATO’ya üye olup hem de BRICS üyesi olan bir ülke bulunmamaktadır. Türkiye de NATO üyesidir 🙂 Doğal olarak iş ciddiye bindiği zaman hem Asya, hem de Avrupa’da toprakları olan böylesine bir ülkenin aynı anda iki birliğe üye olabilmesi her iki birlik açısından da çok gerçekçi olmayacaktır. Grubun web sitesi için tıklayınız.

Öte yandan etkin bölgesel bir güç olarak Türkiye, hem gelişmiş ve tecrübeli askeri sistemi ve varlığı, genç yoğun nüfusu ve bölge ülkeleriyle olan tarihi bağlarından dolayı bölgede etkin olmak isteyecek olan her birliğin arasında görmek isteyeceği güçlü bir ülkedir. Nihayetinde Türkiye, son dönemde ekonomik olarak BRICS ülkelerine göre karşılaştırmalı olarak daha zayıf bir ekonomik performans gösterse de gelecekte NATO mu bu grup mu sorusunu kamuoyu tartışacak gibi görünmektedir. Kişisel gelişim ve kariyer açısından entelektüel bilgi birikimi oluşturmak için bu konu gibi global meselelere hakim olmak önemlidir.

Bir yanıt yazın

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön