Hayvan Çiftliği: Konusu, Özet ve Karakter İncelemesi

Ünlü yazar George Orwell dendiğinde herkesin aklına onun dünyaca ünlü 1984 romanı gelir. İnsanlar kendi yöneticilerinden şikâyetçiyse ya da yeterince demokratik bir yönetim olduğunu düşünmüyorlarsa bu meşhur kitaba atıfta bulunurlar. Oysa Hindistan doğumlu İngiliz yazar Orwell’in belki de hak ettiği değeri görememiş olan siyasi bir hiciv şaheseri olarak ele alacağımız “Hayvan Çiftliği” adlı eseri, en az 1984 kitabı kadar ilgiyi hak ediyor. Özellikle, kitabın yazıldığı dönemde komünizm ruhunun dalga dalga yayılmakta olduğunu ve soğuk savaşın başlamak üzere bir siyasi havanın hâkim bulunduğunu düşünürsek, bu kitabı yazmış olmanın ne kadar büyük bir ustalık gerektirdiğini anlamış oluruz.

Yazarımız bu kitapta temelde sistem sorunundan çok insan sorunu olduğunu vurgulamıştır. Yani ister liberalizm ya da kapitalizm isterse komünizm olsun insanlardaki bencillik ve kendi çıkarını düşünme temel güdülerinden kurtulmadan herkesin eşit ve mutlu olacağı bir dünyada yaşamanın güç olacağı vurgusu bu kitabın ana temasıdır.

Hayvan çiftliği konusu

Yaklaşık 100 sayfa olan Hayvan Çiftliği kitabını elinize alıp okumaya başladığınız ilk andan itibaren oldukça akıcı bulacaksınız. Kitabın daha başında olay örgüsü başlar ve belki onu hiç bırakmadan 100 sayfayı okuyup bitirmeniz mümkündür. Belki günümüzde sosyalist rejimlere sahip ülke sayısı çok azdır ancak bu kitapta aslında analiz edilen şey insanın kendisi ve diğer insanlarla olan toplumsal ve siyasi ilişkiler ağıdır. Bu girift ilişkiler ağını çözmeden toplumun bir bütün halinde sosyal mutabakatı sağlayıp huzur içinde yaşaması çok zordur. Eser, bu konuyu hayvan türleri üzerinden yaptığı benzetmelerle oldukça gerçekçi şekilde işlemektedir.

Hayvan çiftliği kitabı konusu hususuna gelince; kitaptaki çiftlik bir ülkeyi temsil etmektedir. Çiftlikteki hayvan türleri de o ülkedeki insanların ayrı ayrı sınıflarını ifade etmektedir. Yani mesela atlar ve eşekler işçi sınıfını temsil eder. Domuzlar ise yönetici ve siyasi üst elit tabakayı ifade ediyor. Ayrıca bu kısa hikâyede insanlar kapitalist sistem ve burjuva sınıfı olarak düşmanlaştırılmaktadır. Komünizmin ağır bir eleştiri olan kitap, yazıldığı dönemde mevcut olan Sovyet Sosyalist Rusya ve Stalin’i üzeri kapalı olarak eleştirmektedir.

Bu noktada temelde, bütün insanların eşit olduğu ilkesiyle yola çıkan devrimci hayvan türleri zamanla değişmekte ve yolun sonunda tam bir kapitalist toplum gibi domuzlar patron ve yönetici sınıfı olarak diğer bütün hayvanları sömürmekte ve aç bırakmaktadır. Bununla kalmayan domuz yönetici grubu kendilerine karşı çıkan ve isyan etmeyi düşünen hayvanları da ibret vermek için diğer hayvanların gözleri önünde katletmektedir.

Hayvan çiftliği kısa özet

Hayvan Çiftliği kitabı asıl adı köşk çiftliği olan çiftlikteki hayvanların lideri olan Major adlı yaşlı üstat domuzun bir gece gördüğü rüyayı diğer bütün canlılara anlatmasıyla başlamaktadır. Kürsüye çıkan üstat önce neden yeterince beslenemediklerini ve insanlar tarafından böylesine acımasızca sömürüldüklerini sorar. Daha sonra ise kendi kaynaklarını kendilerinin kullanmasına izin verilse ve insan ırkı olmasa bütün hayvanları eşit şekilde çok daha mutlu ve refah içinde yaşayacaklarını söyler.

Bu söylev aslında gelecekte yapmak istedikleri “devrim” hakkında ipuçları vermektedir. Çiftlik sahibi olan Bay Jones’u devirip kovmayı başarırlarsa çok daha eşit ve müreffeh bir şekilde yaşayacaklarını ifade eder. Olayların akışında zaten çok yaşlı olan üstat domuz ölür ve sonrasında Snowball ile Napoleon adlı iki domuz yeni lider olarak belirlenir. Olaylar da buradan sonra çok farklı bir hal almaya başlar.

Bu kıymetli eserin içinde hayvanlar özgürlüklerini korumak için çiftliği geri almak isteyen insanlara karşı “İnek Ahırı Savaşı” ve “Yel değirmeni Savaşı” olmak üzere iki büyük savaş verip galip çıkacaklardır.

Hayvan çiftliği karakterler

Sahipleri olan Bay Jones’un bir gün yemlerini vermeyi unutması ve aç kalmaları üzerine isyan başlatıp bir devrimle onu kovan hayvanlar domuzların önderliğinde “Animalizm” (sosyalizm benzetmesiyle) adı verdikleri yeni bir ideolojik anlayışla çiftliğin adını da değiştirip “Hayvan Çiftliği” olarak belirlerler. Bu doğrultuda yedi temel ilke belirleyip duvara asarlar. Onlara göre aslında yazara göre sermaye ve burjuvaziyi temsil eden insanı kovup sadece işçi sınıfı yani hayvan türlerinin hâkim olduğu bu çiftlik yani ülkede artık eşit ve özgür olarak yaşayacaklardır. Artık ürettiklerini kendileri için üretecekler ve kesinlikle bir sömürü olmadan mutlu bir hayat yaşayacaklardır.

Bu bağlamda animalizmin 7 temel ilkesi şu şekilde belirlenmiştir:

  • İki ayak üzerinde yürüyen herkes düşmandır.
  • Dört ayağı üstünde yürüyen veya kanatları olan her zaman dosttur.
  • Hiçbir hayvan yatakta uyumayacaktır.
  • Hiçbir hayvan alkollü içki içmeyecektir.
  • Hiçbir hayvan başka bir hayvanı öldüremeyecektir.
  • Hiçbir hayvan elbise giyemeyecektir.
  • Bütün hayvanlar eşittir.

Ayrıca her Pazar günü bütün hayvanlar toplanıp ortak fikir ve görüşler alınarak çiftlikle ilgili kararlar alınacaktır. Eskisine göre çok daha fazla yem ve dinlenme imkânı sağlanacaktır. Okuyucu kitabın bu bölümünde mutludur. Öte yandan ilk hasat sonunda elde edilen yemlerin bazılarının ve ineklerden sağılan sütlerin sadece domuzlara ayrılması ilk işaret fişeğini verecektir. Zamanla iki liderden daha şeytani olan Napolyon karakteri, beslediği vahşi köpekleri Snowball’ın üzerine salıp çiftlikten kaçırtacak onu bir hain ilan edecektir. Sonrasında okuyucunun gözü önünde domuzlar çiftliğin üstün ırkı haline gelip tek lider kalan Napolyon da adım adım diktatörleşecektir.

Kimi zaman yel değirmeni yapmak için kimi zaman da hasat toplamak için domuzlar ve köpekler dışındaki hayvanlar daha az gıda alıp eskisine göre daha fazla çalışacaktır. Ayrıca devrimin simgesi olan “İngiltere’nin Hayvanları marşı” bile zamanla isyanı teşvik ettiği gerekçesiyle büyük lider yoldaş Napoleon emriyle yasaklanacaktır. Zamanla diğer hayvanlar animalizm felsefesinin aksine köleleşecektir. Ayrıca buna itiraz edenler katledilecektir. Kitabın sonunda ise Napoleon artık insanlarla ortak ticaret yapıp bütün çiftliği sömürecektir.

george orwell kitaplar

Bütün hayvanlar eşittir ilkesi okuyucuyu şaşırtacak şekilde kitap sonunda diktatör yönetici tarafından “bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar diğerlerinden daha eşittir” çevrilecek ve domuzlar üstün ırk olarak ilan edilecektir. Onlar diğerlerine göre daha çok beslenecek ve daha az iş yapacaktır. Buradaki temel mesaj aslında her sistemde yönetici kademesindeki insanların zamanla kendi çıkarları doğrultusunda hareket ederek diğerlerini sömürmeye meyilli olduklarıdır. Hayvan Çiftliği toplumsal eleştiri kitabıdır. İçinde neredeyse her hayvan türünden detaylı karakterler mevcuttur.

Şimdi biz ana karakterleri analiz etmeye çalışacağız. Her şeyden önce kitabın ana karakterinin “komünizm” olduğunu belirtmeliyiz. Çünkü her yerde ve koşulda karşımıza bu sistemin zamanla nasıl dönüştüğü ve eskisinden daha beter olduğu ima edilmektedir.

Eserin ana karakterlerini sıralayacak olursak:

  • Bay Jones: Çiftliğin eski insan sahibidir ve devrimden sonra kaçar. Bir süre sonra silahla çiftliğini geri almak istese de başaramaz ve akıl hastanesinde ölür.
  • Major-Koca Reis: Hayvanların devrimden önceki lideri olan domuzdur. Kitabın başında rüyasını onlara anlatır ve ihtilal ruhunu verir.
  • Snowball: Devrimin iki liderinden birisidir. O iyi niyetli ve diğer hayvanların da iyiliğini isteyen bir lider karakteridir. Kısa sürede kötü karakter Napolyon tarafından bertaraf edilecektir.
  • Napolyon: Kitapta Stalin’in temsil ettiği çok bariz olan bu karakter, zamanla marksizmi ima eden animalizm felsefesinden sapar. Git gide diktatörleşir ve burjuva alışkanlıkları edinir. Eşitlik için çıktığı yolda kanlı bir zalim ve emperyalist haline dönüşür.
  • Squealer: Eserde diktatörün emirlerini halka ileten bir propaganda bakanı gibidir. Her kötülüğü manipüle ederek halka yani hayvanlara iyi bir şey olarak anlatır ve çoğu zaman da ikna eder. O da bir domuzdur ve bir yandan da günümüz medya gücünü temsil ettiğini ifade etmek mümkündür.
  • Boxer: İyi niyetli ve son derece çalışkan, liderine bağlı bir attır. Hayvan Çiftliğinde işçi sınıfını temsil eder. Olayların akışında sonlara doğru lidere olan sadakatinin bedeli at kasabına kesilmek üzere gönderilmek olacaktır. Tıpkı devrimin bedelini ödeyen işçiler gibi o da bir kurban olacaktır.

Yorum yapın