yuval noah harari homo deus kitap özeti

Homo Deus : Yarının Kısa Tarihi ve Harari

Homo Deus – Yarının Kısa bir Tarihi- adlı eser, daha önce Sapiens adlı best seller kitabın da yazarı olan İsrail vatandaşı tarihçi, filozof ve düşünce insanı olan Yuval Noah Harari’nin en çok satan ve bilinen eserlerinden birisidir. Sapiens ile insanoğlunun kısa bir tarihini ele alan Harari, ardından bu eseriyle bugün elimizde bulunan bilgi ve verileri temel alarak insanlığın geleceğinin nasıl şekillenebileceğine dair görüşlerini paylaşıyor. “Tarih, geçmişin değil aynı zamanda değişimin bilimidir.” sözüyle kısaca özetlediği üzere yazar, tarih ve gelecekten çok değişime ve bu değişimle birlikte insanın ve gezegenimizin nasıl dönüşmekte olduğuna kafa yormakta ve Homo Deus adlı kitabında okuyucuyu farklı düşünce ufuklarına çekerek şaşırtmaya devam etmektedir.

Yazarın diğer kitaplarını ve internette yer alan videolarını izleyenler onun düşünce dünyasının genişliğine çok şaşırmayacaktır. Öte yandan eğer bu kitap yazarın okuduğunuz ilk kitabıysa dile getirdiği gerçekler ve gelecekle ilgili tahminleri sizi oldukça şaşırtacaktır. Kitabın yazıldığı dönemde henüz generative AI/üretken yapay zeka konuları gündemde bile değilken onun yaptığı tahminler dikkat çekicidir. Özellikle kısa gelecekte insan ömrünün gelişimi ve iş piyasasında olacaklara ilişkin beklentileri her yaştan okuyucunun ilgisini çekecektir.

Homo Deus Konusu

Harari’ye göre bilinen sıradan insanlar yani homosapienslerin son temsilcileri bizlerin, en fazla bir asır içinde biyokimya, algoritma/veri bilimi ve yapay zekanın da gelişimiyle gelecekte tanrılaşmış insan olarak tarif edilen homodeuslara dönüşmesi kaçınılmazdır. Gelecekteki insan türü olacak olan homo deuslar, bugün bizlerin atası olan neanderthalslardan farklı olduğumuz gibi teknolojik gelişme ve dönüşümlerin etkisiyle onlar da bizlerden farklı olacaktır.

İnsanlığın yüz yıllar boyunca elinde tuttuğu otoritenin yavaş yavaş algoritmaların şekillendirdiği oluşumlara geçmekte olduğunu belirten Harari, insanların yüzyıllardır inandığı, otoriterin insanlığın içinden geldiğine vurgu yapan, insanın aradığı bütün soruların cevaplarının kendi içinde, insan ruhunda olduğuna inanan ve insan odaklı Hümanizm dünya görüşünün de modasını kaybetmekte olduğunu belirtir. Nasıl ki insanlık, hümanist devrimden önce ekonomik, politik ve/veya ahlaki bütün otoritenin göklerden, tanrılardan, kutsal kitap ve elçilerden/peygamberlerden geldiğine inanıyorsa, hümanism öğretisinden sonra algoritma, veri ve yapay zekâ temelli Dataism devrimi ve dünya görüşü hâkim olabilecektir.

Hür İrade Var mıdır?

Hümanismde insanlar insanoğlunun özgür iradesi olduğuna ve insanların özgür tercihlerde bulunduklarına inanırlar. Ayrıca bu görüşe göre insanlar dünya görüşlerini özgür iradelerine göre biçimlendirir. Bu bağlamda, hümanist dünya görüşünde insanların hisleri ve duyguları en üstün otoritedir. Oysa son dönemde açıklamalar yapan bazı bilim adamlarına göre özgür irade yoktur ve bizim özgür irade sandığımız şey sadece biyokimyasal algoritmalardan oluşan hislerimizdir. Yani hislerimiz biyokimyasal algoritmalardan oluşur ve bu algoritmaları çözenler hislerimizi de manipüle edebilirler. Harariye göre kısa bir gelecek içerisinde yeterince fazla veriye ve bu verileri işleyecek güçte işlemcilere sahip olursak insanı onun hislerini kendisinden daha iyi anlayacak algoritmalar geliştirmemiz mümkündür.   

harari-homodeus-ozet

İşte bu noktada, yani insanı ve duyguları ile kararlarını kendisinden daha iyi anlayacak olan algoritmalar geliştirildiğinde yüz yıllardır hümanizm temelinde homo sapiens’in elinde bulunan güç ve otorite insanlıktan algoritmalara geçmiş olacaktır.

Duygular ve organizmalar algoritmalardır (feelings and organisms are algorithms.) olarak kısaca özetlenebilen bu bakış açısı, duyguların ve insanların hacklenmeye ve manipüle edilmeye açık olduğunu da ima etmektedir. Özellikle büyük veri/big data kavramının güçlü işlemcilerle birleşerek yapay zekaya çağ atlatması bu bakış açısının güçlenmesinde etkili olmuştur. Bu bağlamda, bu görüşe göre hislerin, duyuların ve duyguların doğal seleksiyonla milyonlarca yılda şekillenmiş biyokimyasal birer işlenme süreci olduğunu da hepimizin kabul etmesi gerekir. Tam da bu noktada evimize ya da işe giderken en uygun ve kısa yolun kararını navigasyon aletine bıraktığımızı da unutmayalım 😊

Yapay Zeka ve Dataism

İnsanoğlunun tarih boyunca karşılaştığı tercih ve seçimlerle ilgili sorularının yanıtında otoritenin yine yapay zekaya geçtiğini belirtken Harari, hangi insanla evlenilmesi gerektiğinden, hangi kitabın okunması ya da rahatsızlık/hastalıklarla ilgili olarak hangi ilaçların kullanılması gerekeceği gibi soruların yanıtlarına algoritmalarla beslenen, sizin biyokimyanızı sizden daha iyi bilen ve büyük veri/big data sayesinde neredeyse sınırsız bilgiye ulaşan algoritma temelli yapay zekanın karar gelecekte karar vereceğini belirtiyor. Belki de yakın gelecekte evlenme kararı verdiğinizde yapay zeka temelli yaşam koçunuz size: “Senin ve onun hakkında elimdeki verilere göre oluşturduğum haya senaryosuna göre gelecekte sizi büyük bir mutsuzluk bekliyor ve kesinlikle evlenmemelisiniz!” uyarısını verecek ve hayatınızı kurtaracaktır 😊

Homo Deus/Yarının Kısa Bir Tarihi adlı eserinde Yuval Noah Harari işte tam da bu noktada insanlığın algoritma ve yapay zeka temelinde Dataism/Vericilik adını verdiği bu yeni devriminde “irrevelance/alakasızlaşma” adını verdiği yeni bir sorunla baş başa kalacağını ve bu nedenle işsiz kalan insanlar için dünya ortalaması düzeyinde bir işsizlik maaşı bağlanması gerekeceğini belirtiyor. Yeni dönemin getireceği ihtiyaçlarla şekillenecek olan işgücü piyasasında kamyon şoförlerine, yönetici asistanlarına ve belki de bazı branşlarda doktorlara bile gerek kalmayacaktır. Alakasızlaşma konusu önümüzdeki dönemde git gide daha da önemli hale gelecektir.

Teknolojinin henüz karar verici olmadığını ve belki de asla olamayacağını belirten Harari, endüstri devriminde de atom bombası üretiminde de aynı teknolojinin insanların kararları temelinde farklı amaçlar için kullanıldığını belirtmiştir. İnsanların bu konularda düşünmesi ve kafa yorması için çaba harcadığını belirten yazarımız, insan beyni ve zihni/düşünce yapısının hala tamamen çözülememiş olduğunu ve belki de asla çözülemeyeceğini belirtmiştir. Ona göre insanlık, günümüz dünyasına yani 21.yüzyıla gelindiğinde tarihindeki en büyük üç sorun olan kıtlık, salgın hastalıklar ve savaşlarla olan mücadelesini kazanmıştır. Bu noktada Harari, gelişen teknolojiyle birlikte kıtlık sorununun geçmişe göre büyük oranda çözüldüğünü ve dünyada obezite kaynaklı hastalıklardan ölen insan sayısının açlıktan ölen insan sayısını geçtiğini belirtmiştir. (Ayrıca kitabı satın almak için tıklayınız.)

Homo Deus Kısa Özet

Covid-19 salgının dahi 2 yılda bittiği düşünülürse ve veba, verem ve İspanyol gribi gibi hastalıklardan ölen insan sayısı dikkate alınırsa insanlığın geliştirdiği ilaç ve aşılar sayesinde insanlığın bu mücadeleyi de kazandığını belirtebiliriz. Son olarak, özellikle 2.Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan uluslararası kuruluşların da varlığıyla büyük savaşların çıkması engellenmiş ve bölgesel çaplı çatışmalar dışında milyonları bulan ölen insan sayıları engellenmiştir. Yuval Noah Harari, HomoDeus-Yarının Kısa Bir Tarihi adlı eserinde, işte tam da bu noktada tarih boyu mücadele ettiği bu üç sorunla olan savaşını kazanan insanlığın önünde ölümsüzlük hedefinin olduğunu ve insanların birer tanrı-insan modeli olan Homo Deus’a dönüşme nihai amacının olduğunu belirtmektedir. İnsanlığın bundan sonraki amacının öncelikle irrevelance/alakasızlaşma sorununu sürekli öğrenip dönüşerek aşmak ve nihai olarak Homo Deus’lara dönüşmek olduğunu belirtken Harari’nin hafif bilim kurgu ve hafif tarih kokan bu müthiş kitabı her kitap severin okuması gereken bir baş ucu eseridir.

homo deus konusu özet

İnsan bu kitabı okurken zaman zaman sıra dışı tarihçi yazarın hayata ve gelece bakış perspektifine hayran kalıyor. Homo Deus sadece bugüne ve geleceğe ait bir kitap olmanın yanı sıra zamanları aşarak biraz kurgu da barındırsa gelecekteki ihtimalleri de sıralamaktadır. Gelecekte torunlarımızın dünyadaki rolünü sorgulayacağımız bu kitapta yazar, kendini yenileyemeyen ve sürekli öğrenime kapalı insanların yaşayacağı zorluklara da değinmektedir.

Emin olun ki gelecek dönemde bu kitabın adını daha sık duyacaksınız 🙂

Bir yanıt yazın

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön