waterloo savaşı

Waterloo Savaşı 1815: Napolyon’un Son Muharebesi!

Napolyon’un hayatını okuyan herkes onun St. Helen adasında 1821’de sürgünde iken öldüğünü bilir. Evet, belki onun bedeni orada ölmüştür ama ruhu ve benliği aslında, 1815 yılında İngilizler ve Prusya’nın başını çektiği koalisyon güçlerine karşı verdiği son Napolyon Savaşı olarak bilinen Waterloo Savaşı sonuçlarıyla ölmüştür. O, aslında savaş meydanında binlerce askerinin ölüsüyle birlikte, komutanlığını ve imparatorluğunu da bıraktığında ölmüştür. Bedenen ölümü ise 6 yıl sonra gerçekleşmiştir. Gerçi sürgünde mide kanserinden öldüğü resmi tarihin söylediği bir bilgidir ancak onun sürgünde iken tekrar kaçıp Fransa’nın başına geçmesinden endişe edenler tarafından zehirlendiğini düşünenler de çoktur.

Ayrıca Waterloo sıradan bir savaş da değildir. Aslında, özellikle Avrupa tarihini tümüyle değiştirmiş ve sonrasında gerçekleşen Viyana Konferansı ile dünya savaşlarına kadar dünya siyasetine yön vermiş bir savaştır. Savaşı Napolyon kazansaydı bugün dünya çok farklı bir yer olabilir. Belki de hala imparatorluklar döneminde yaşıyor olurduk değil mi? 🙂

waterloo savaşı

Düşünsenize hala Fransız İmparator 20.Napolyon tarafından monarşiyle yönetilen Fransa tarafından sarayda düzenlenen ve Alman kralının da katılımıyla gerçekleştirilen dostluk yemeğine dair görüntüleri akşam televizyondan izliyorsunuz 🙂 Ya da Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun Amerika’ya sert ültimatom göndererek Rusya Çarıyla olan 2023 yılı sürtüşmelerinden rahatsız olduğunu ilettiğini varsayalım. İşte aslında Waterloo Savaşı bu kadar önemli bir savaştı. Yani nasıl ki tarih aslında bugünümüzü tanzim eden bir bilim ise, o savaş da bugünkü liberal demokrasi ve yönetim şekilleriyle cumhuriyetin de belirleyicisi olmuştur. Savaş meydanında on binlerce asker bedeni dışında belki imparatorluk ve monarşinin benliği de kalmış, zamanla yok olarak gitmiştir. Bu savaşın önemini vurgulaması açısından Bir İdam Mahkûmunun Son Günü ve Sefiller kitaplarının yazarı Victor Hugo tarafından söylendiği bilinen bir sözü hatırlatmak isteriz; “Waterloo bir savaş değil aynı zamanda evrenin yüzünün değişmesidir.” Gerçekten de bu savaş, o dönem başta Avrupa olmak üzere dünyanın yüzünü değiştirmiştir.

waterloo muharebesi

Hepimizin bildiği üzere 1789 Fransız Devrimi sonrasında Avrupa’ya hâkim durumda olan krallıklar ve krallar cumhuriyet devriminin kendi ülkelerine sıçramasından endişe etmiştir. Yani, onlar kendi koltuklarının ve belki de kellelerinin derdine düşmüştü. Fakat tarihin akışı ırmağa benzer, eğer akacaksa ne yaparsanız yapın engel olamazsınız. Bu bağlamda başta İngiltere olmak üzere Fransız Devrim Savaşları da dediğimiz savaşlar İngiltere, Avusturya ve Prusya gibi ülkelerin başını çektiği koalisyon güçleri ile Fransa arasında başlamıştır. Yani nasıl ki Fransız Devrim Savaşlarının Fransa’daki mevcut cumhuriyet rejiminin imha edilerek yayılmasını önlemek ise Waterloo Savaşı’nın da aslında temel nedeni Napolyon’un tekrar güçlenip yayılmasını engellemek ve mümkünse onu yok etmektir.

Waterloo Savaşı’nın bir diğer önemli nedeni de aslında ilkiyle bağlantılıdır. Yani Napolyon kadar devrim ve cumhuriyet fikri de Avrupalı monarşileri rahatsız etmekteydi. Sonuç olarak Avrupalı krallar, Fransız İmparatoruyla birlikte cumhuriyet yönetimi ve düşünce sistemini de yok etmek için bu savaşı düzenlemişlerdir.

Bu bağlamda bu muharebenin nedenlerini maddeler halinde sıralayacak olursak:

  • Napolyon Bonapart’ın tekrar güç kazanarak Avrupa kıtasında yayılmasını engellemek,
  • Fransız Devrimiyle birlikte ortaya çıkan ve kıta Avrupa’sının krallıklarını tehdit eden cumhuriyet sistemini yıkmak.
son fransız devrim muharebesi

1812 Rus Savaşı ve Moskova işgalinden başarısızlıkla dönen ve yolda ordusunun neredeyse yarısını kaybeden Napolyon sonrasında Paris’in işgaline engel olamamış ve yönetimden indirilerek sürgüne gönderilmiştir. 1814 yılında ise sürgünden kaçıp tekrar ülkesinin yönetimini ele geçirerek imparator olmuştur. Ülkesinde ona karşı duyulan sevginin işini kolaylaştırdığı da açıktır. İçlerinde onu kıyasıya eleştirip nefret edenler olsa bile Fransızlar hala onun devrimleri ve reformlarından gururla bahsedip kendisini minnetle anmaktadırlar.

Sürgünden ülkesinin yönetimine hızlı dönüşü Avrupa’daki yönetimleri endişelendirmiş ve harekete geçirmiştir. Her ne kadar İngiltere ve Avusturya’ya barış teklifleri götürse de kabul görmemiş ve son Napolyon Savaşı olan Waterloo, bugünkü Belçika sınırları içerisinde başlamıştır. Rivayet odur ki İngiltere ordusuna önderlik eden Wellington’un savaştan bir gün önce orada konaklaması nedeniyle adet olarak ertesi gün gerçekleşen muharebeye Waterloo adı verilmiştir. Savaşın başlangıcında meydanda sadece İngiltere ve Fransa orduları varken Prusya ordusunun da İngilizlerin yardımına yetişmesiyle yaklaşık 7 saate yakın süren savaş Napolyon’un bozguna uğramasıyla sonuçlanmıştır. Yakınındaki komutanlarının ona “şimdi ne yapacağız?” sorusunu sordukları ve karşılığında “Tanrı bilir, önce Paris’e varmaya çalışacağız.” Dediği rivayet edilmektedir. Gerçekten de Bonapart savaş sonrasında Paris’e dönmüş ve İngilizlere teslim olmuştur. İngilizler onu Saint Helena adasına sürgün etmiş ve kontrol altında tutmuşlardır. Bu bağlamda Waterloo muharebesi Napolyon’un son savaşı olmuş ve aslında onun ölüm fermanı anlamına gelmiştir.

waterloo savaşı sonuçları

Bu savaş dünya siyasi tarihine Napolyon’un son savaşı ve kesin yenilgisi olarak geçmiştir. Fransız ordusu bu savaştan sonra neredeyse tamamen imha edilmiştir. Ayrıca birçok asker de koalisyon güçlerine esir düşmüştür.  Waterloo savaşı sonrasında Fransa’da monarşi yeniden kurulmuştur. Yani Avrupa’daki krallıkların istediği olmuş cumhuriyet fikri ve sistemi geçici de olsa askıya alınmıştır. Fransa tekrar toparlanması uzun yıllar alacak bir durgunluk dönemine girmiştir.

1805 Austerlitz Savaşında Tolstoy’un Savaş ve Barış eserinde de bahsedildiği üzere hem komutanlık ve hem de Fransız İmparatorluğu açısından zirve noktasına çıkan Napolyon, sonrasında 1812 yılına kadar zirvede kalmıştır. Bu dönemi ve İmparator Bonapart’ı çok iyi tahlil eden Tolstoy, Moskova işgali sonrasında onun geri çekişinin aslında onun için sonun başlangıcı olduğunu belirtir. Bu noktada Waterloo onun için sadece kaybedilmiş bir muhabere değil aslında hayatının sonudur.

Bu noktada Waterloo Savaşı’nın sonuçlarını maddeler halinde sıralayacak olursak;

  • Fransız ordusu ağır bir bozguna uğramış ve neredeyse tamamı imha edilmiştir.
  • Napolyon, Paris’te teslim olmuş ve sonrasında koalisyon güçleri tarafından Saint Helena adasına sürgün edilmiştir.
  • Uzun yıllar süren Napolyon Savaşları sonuçlanmış ve Viyana Kongresi toplanması sonrası Avrupa’da yaklaşık 150 yıl sürecek olan bir barış ortamı tesis edilmiştir.
  • Fransa’da krallık ve monarşi tekrar kurulmuştur.

Bir yanıt yazın

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön