İçindekiler
Dostoyevski’nin başyapıtlarından ve dünya klasik edebiyatının en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilen Suç ve Ceza romanı, hukuk eğitimini maddi imkânsızlıklar nedeniyle yarıda bırakmış, gururlu, bencil ve aynı zamanda insanlara karşı iyi kalbi ve merhametiyle ön plana çıkan Rodion Romanovic Raskolnikov karakteri üzerine kurulmuştur. Bu eseri okurken insan doğasının iyi ve kötü yönlerini, adalet kavramının eleştirisini ve merhamet, acımasızlık ile vicdan arasındaki mücadele analizini rahatlıkla görebilirsiniz.
Kitabın temelini oluşturan ve acımasızlıkla işlenmesi planlanan bir cinayetin, tesadüfen ikiye çıkması ve hiçbir günahı olmayan bir başka kişinin de öldürülmesi olayların akışını baştan aşağıya değiştirmektedir. Kariyer gelişimi ve entelektüel birikimin sağlanmasının desteklenmesi için diğer dünya klasiklerini olduğu gibi Fyodor Mihayloviç Dostoyevski’nin bu kıymetli romanını da sizlere öneriyoruz. Unutmayın bu tür eserleri okumak kişisel gelişim açısından da çok önemlidir. Yazarın analitik düşünce yeteneği ve derin ruh ile karakter analizleri okuyucuya mutlaka çok şey katacaktır.
Suç ve Ceza Konusu
Romanın başlarında ve bazı kişilik analizlerinde okuyucunun dikkati dağılsa da özellikle cinayet anı ve sonrasında yaşanan olaylar romanın akıcılığını artırmakta ve okuyucu kendini Raskolnikov’un vicdan azabı ve hastalıklı ruh hali içerisinde bir kurtuluş arayan çırpınmalarında bulacaktır. Soyut kavramların çokluğu, derin düşünme gerektiren farklı psikolojik durumlar ve olayların akışıyla birlikte Suç ve Ceza romanı çok önemli dünya klasiklerinin üst sıralarında yer almıştır.
Tıpkı toplum ve insanlar arasındaki ilişkilerin sosyal yapıyla birlikte analizini yansıtan roman olarak akla Tolsoy’dan Savaş ve Barış’ın gelmesi gibi kişinin kendisiyle, iç dünyasıyla ve toplumla olan çelişkileri, duyguları ve mücadeleleri konusunda yazılmış en iyi roman olarak da akıllara Suç ve Ceza romanı gelmektedir. Romanın ana kahramanı Raskolnikov, “iyi insanlara ve iyiliğe hizmet etmek için tıpkı böcekler gibi kötü insanlar da öldürülebilir” görüşünü kendi iç dünyasında ve adalet duygusunda meşru görmektedir. Ona göre tefeci ve diğer insanlara zararı olan Alyona Ivanova’yı öldürürse hem dünyayı tıpkı bir böcek gibi zararlı bir varlıktan kurtaracak ve hem de ondan elde edeceği parayla hukuk eğitimini tamamlayıp insanlara faydalı hizmetler sağlayacaktır.
Suç ve Ceza Karakterler
Olayların akışında işte bu düşünce ile planlayıp tefeci Alyona Ivanova’yı balta ile öldürdükten hemen sonra hiç beklemediği şekilde suç mahalline kardeşi masum ve saf kardeşi Alyona Livazeta gelince Raskolnikov onu da öldürmek zorunda kalmıştır. İşte bu plansız ve umulmayan ikinci cinayet Raskolnikov’un bütün planlarını ve vicdanında meşru kıldığı suçunun temelini sarsmıştır. Romanın asıl başlangıç noktası ve olayların hızlanmaya başladığı nokta da tam bu ikinci cinayetin işlendiği andır.
Cinayetler sonrasında Raskolnikov çaldığı eşyaları hızlıca gizlemiştir. Ancak sonrasında gözünün önüne sürekli olarak masum Lizaveta’nın yüzü gelmektedir. Tam da bu sırada öğrencilik yıllarından kalan borcu nedeniyle kendisinin karakola çağrılması ve karakolda korkudan baygınlık geçirmesi nedeniyle kurnaz komiser Petroviç’in dikkatini çekmesi Raskolnikov’u olağan şüpheli haline getirmiştir. Olaylar arasında bağları çok iyi kuran, analiz yeteneği yüksek ve çok akıllı bir adam olan komiser Petroviç, Raskolnikov’a karşı elinde delil olmasa da onun iki cinayetin sorumlusu olduğunu düşünmekte ve üzerine gitmektedir.
Romanın diğer önemli karakterleri ise şöyledir; Raskolnikov’un eski dostu Razumikhin, yine romanın sonlarında Raskolnikov’un kız arkadaşı olan ve ailesini geçindirmek için hayat kadınlığı yapan Sonya, kız kardeşi olan ve hem güzelliğiyle hem de gururuyla dikkat çeken Dunya. Romanın temel karakterlerinden biri olan Sonya son derece inançlı ve saf bir insandır. Ailesini ve kardeşlerini geçindirmeye çalışan Sonya hayat kadınlığı yaparak üvey annesi Katerina’ya destek olmaya çalışmaktadır. Raskolnikov onu içten içe sevmekte ama bir yandan da hor görmektedir. Bununla birlikte romanın sonlarına doğru dayanamayıp işlediği cinayetleri Sonya’ya itiraf etmiştir. Sonya ise onun ruhunun ancak polise gidip suçunu itiraf edip suçunun cezasını ödeyerek huzura kavuşacağını belirterek itiraf edip cezasını kabullenmesini istemiştir. Raskolnikov’un kız kardeşi olan Dunya ise hem aileni kurtarmak hem de abisinin yarıda bıraktığı eğitimine devam etmesini sağlamak için zengin bir adamla evlenmeyi kabul etmiştir.
Komiser Petroviç Kritik Karakter
Abisi bu durumu kabullenmeyip bu evliliğe karşı çıkmış, kendisi için kardeşinin böyle bir fedakârlık yapmasını ısrarla reddetmiştir. Romanın sonunda kız kardeşi Dunya, abisinin en yakın dostu olan ve abisinin her hastalık anında yanında olarak destek veren Razumikhin’le evlenmiştir.
Döneminin ve klasik edebiyatın en önemli eserlerinden biri olan ve tasvirleriyle okuyucu içine iyice çeken Suç ve Ceza romanının en önemli diğer karakterlerinden biri de Raskolnikov’un sonunda suçunu itiraf etmesini sağlayan komiser Petroviç’tir. Romanın başlarında işlenen cinayetin hemen ardından başka bir borcu nedeniyle karakola davet edilen Raskolnikov’un polis karakolunda bayılmasından itibaren ondan şüphelenen ve onun geçmişini ile karakterinin derinliklerini araştıran komiser, elinde delil olmamasına rağmen aslında onun suçlu olduğunu sezgileriyle bilmektedir. Sezgileri ve müthiş analizleri onu en sonunda Raskolnikov’a suçunu itiraf ettirecek gücü sağlamıştır. Okuyucu onun analizlerini ve düşünce yapısını okurken hayrete düşecek ve hayranlık besleyecektir.
Kitabı okurken özellikle komiser Petroviç karakterinin düşündüğü ya da konuştuğu bölümlerde düşüncenizin sınırlarının ve zihninizin zorlandığını hissedeceksiniz. Bununla birlikte bu zorlanma bir süre sonra müthiş bir düşünce keyfine dönüşecek ve siz de Petroviç’le beraber analitik düşünüp olaylar arasındaki neden sonuç ilişkilerini güçlendirerek kendinizi onun yerine koyabileceksiniz. Bu anlamda baktığınızda kimilerine göre Suç ve Ceza romanının en önemli ve kritik karakteri Komiser Petroviç‘tir.
Suç ve Ceza Ana Fikir
Sonya’nın inançları, Dunya’nın fedakârlıkları ve Razumikhin’in destekleriyle ayakta kalabilen Raskolnikov, roman boyunca içinde yaşadığı vicdan azabı ve düşünce yapısında oluşturmaya çalıştığı haklılık dürtüsü arasında gidip gelmektedir. En sonunda suçunu itiraf edip Sibirya’ya suçunun cezasını çekmek üzere gönderilen Raskolnikov’la birlikte Sonya da gidecek ve hafifletici sebeplerden dolayı makul bir ceza alan Raskolnikov’u bekleyecektir. Bu arada kitabı satın almak için lütfen tıklayınız.
Suç ve Ceza romanı bir bütün olarak ele alındığında içerisinden tek bir ana fikir ya da sonuç çıkarmak çok zordur. Genel hatlarıyla bu roman, insanın kendi içindeki çelişkileri ön plana çıkaran, adalet, suç ve ceza kavramıyla dönemin Rusya’sındaki fakirlik ve zenginlik kavramlarını sosyal adalet olgusuyla incelemektedir. Yaklaşık 700 sayfa olan kitabın ilk 100 sayfasında karakterleri tanıyan okuyucu için bu sayfalardan sonra kitabın okunma hızı ve akıcılığı artacaktır. Romanı okurken kendimizden de parçalar bulacağımız bu kıymetli eser okuyucunun kendi analizini de yapmasını sağlayacak ve bir nevi Raskolnikov’un yerinde olsam ben ne yapardım sorusunu kendisine sormasını sağlayacaktır.
Onun yaşadığı dönemde ve şartlarda olsak acaba bizim davranış şeklimiz ne olurdu sorusu herkesin aklına gelecektir. Romanın sonunda vicdanının ağır basması ve işlediği suçu itiraf ederek cezasını çekmeye gitmesi aslında insanda vicdan kavramının ne kadar güçlü olduğunu gösterirken diğer yandan da romanda Sonya karakteri üzerinden aşkın gücünün vicdana ne kadar yardımcı olduğu da dolaylı olarak vurgulanmaktadır.
