İçindekiler
Hepimiz o “kötü patron” hikayesini biliriz. Kendi işinde “harika” olduğu için “yönetici” yapılan, ama ekibini yönetmekte, motive etmekte ve büyütmekte “berbat” olan o “Patron”. kariyeryol.com olarak biliyoruz ki, kariyer yolculuğunuzda alacağınız en büyük terfi, “ben” olmaktan “biz” olmaya geçtiğiniz andır. Yönetici olmak, en iyi “yapıcı” olmaktan, en iyi “ilham verici” olmaya geçmektir. Bu, bir unvan değil, bir “sorumluluktur”.
“İyi Yönetici” olmak, “korkulan” veya sadece “sevilen” olmak arasında bir seçim değildir. Bu, “güvenilen”, “saygı duyulan” ve “geliştiren” olmaktır.
Bu rehber, size “emir vermenin” yollarını değil, ekibinizin potansiyelini ortaya çıkarmanın “stratejik” yollarını anlatacak.
Mesele, bir orkestradaki en iyi kemancı olmak değil, o orkestrayı yöneten “şef” olmaktır.
Kariyerinizin bu yeni ve en zorlu “seviyesine” hazır mısınız?
“Mikro-Yönetimi” Bırakın, “Vizyonu” Çizin
Kötü bir yöneticinin en net imzası, “mikro-yönetim“dir. Ekibinin attığı her adımı kontrol etmek, her e-postayı CC’de istemek, “işi” değil, “işin yapılış şeklini” yönetmeye çalışmak… Bu, “kontrol” değil, “boğmaktır”. Bu, ekibinize “Size güvenmiyorum” demenin en profesyonel yoludur.
kariyeryol.com okuru olarak siz, akıllı ve yetenekli profesyonellerle çalışıyorsunuz (veya çalışacaksınız). Onların bir “bebek bakıcısına” değil, bir “lidere” ihtiyacı var. Sizin işiniz, onların nasıl yapacağını değil, neden yapması gerektiğini anlatmaktır.
İyi bir yönetici, ekibine bir “harita” değil, gidilecek bir “vizyon” verir. “Bu ay 10 satış yapın” bir emirdir. “Bu ay 10 satış yapacağız çünkü bu, yıl sonu pazar liderliği hedefimiz için kritik” bir amaçtır.
Ekibinize “oyun alanını” (sınırları) net bir şekilde çizin, ama o alanda nasıl oynayacaklarına (metotlarına) güvenin. Onları işe alma sebebiniz buydu, değil mi?
Güven, yetki devri (delegasyon) ile başlar. Ve stratejik yetki devri, “bırak gitsin” demek değil, “Sorumluluk sende, ama bir engele takılırsan ben buradayım” demektir.
İyi Yönetici: Ekibinizin “Kalkanı” Olun, “Kılıcı” Değil
Çoğu yönetici, üst yönetimden veya diğer departmanlardan gelen baskıyı, bir “iletken” gibi filtrelemeden doğrudan ekibine yansıtır. Stresi “yönetmezler”, stresi “yayarlar”. Bu, panik yaratır ve ekibin asıl işine odaklanmasını engeller.
Stratejik bir yönetici ise bir “kalkan” görevi görür. Ekibini, gereksiz bürokrasiden, anlamsız toplantılardan ve dışarıdan gelen “gürültüden” korur.
Sizin asıl işiniz, ekibinizin “en iyi işini yapabilmesi” için önlerindeki tüm engelleri kaldırmaktır. Onların işi “iş yapmak”, sizin işiniz “onların iş yapmasını sağlamak”tır.
Bu, sorunları gizlemek veya ekibi bir “fanus” içinde tutmak demek değildir. Bu, ekibinizin bir sorunla karşılaştığında bunu “saklamayı” değil, “çözüm için size gelmeyi” tercih etmesini sağlamaktır.
Ve en önemlisi: Ekip hata yaptığında (ki yapacaklar), “kılıcı” çekip onları suçlamayın. O kalkanı kaldırın ve sorumluluğu (dışarıya karşı) siz alın. “Benim ekibim hata yaptı” değil, “Benim sorumluluğumda bir hata oldu” deyin. Güven ve sadakat, tam olarak bu anda inşa edilir.
Geri Bildirim: “Şeker” Değil, “Net” Olmak Sanatı
Kariyerinizdeki en “iyi niyetli” ama en “zararlı” davranış, çatışmadan kaçınmak için “net” olmamaktır. Çoğu yönetici, “kırılmasın” diye geri bildirim (feedback) vermekten kaçınır veya “sandviç metodu” (iyi-kötü-iyi) gibi samimiyetsiz tekniklerle gerçeği “şekerle kaplar”.
Bu, ekibinize yapacağınız en büyük “kötülüktür”. Gelişimin yakıtı, “net” ve “anlık” geri bildirimdir. Ve “net”, “kaba” demek değildir. “Net”, “spesifik” demektir. “Sunumun kötüydü” bir eleştiridir. “Sunumun ilk 3 slaytı veriye dayalı değildi, çünkü ana mesajımızı desteklemiyordu” ise “geri bildirim“dir.
Geri bildirimi bir “olay” (yıllık performans görüşmesi) olmaktan çıkarıp, bir “rutin” haline getirin. İyi bir yönetici, bir mentor ya da “koç” gibidir. Maçın sonunu beklemez; anında, maç sırasında taktik verir.
Radikal Samimiyet ve Özgüven
Radikal Samimiyet (Radical Candor) ilkesini benimseyin: Kişiyi “önseyin” (Care Personally) ve ona “net bir şekilde meydan okuyun”. “Seni önemsiyorum ve bu yaptığın işin standardı yeterli değil” diyebilmektir.
Ve unutmayın, bu tek yönlü bir yol değil. Sizin de ekibinizden aktif olarak geri bildirim istemeniz gerekir: “Size daha iyi bir yönetici olmam için benim neyi farklı yapmamı istersiniz?” Bu soruyu sormak, “ego” değil, “özgüven” gerektirir. Sonuçta kendinizle ilgili bazen başkalarından da değerlendirme almanız sizi geliştirecektir.
Empati: “Rakamları” Değil, “İnsanları” Yönetin
Kariyerinizde yükseldikçe ve sorumluluklarınız arttıkça, o korkunç “tuzak” sizi bekler: “İnsanlar” yavaş yavaş “kaynaklara” (headcount), “problemler” de “rakamlara” (KPI’lar) dönüşmeye başlar. Bu, “insan” olma özelliğini kaybetmenin ve “patron” olmaya başlamanın ilk adımıdır.
kariyeryol.com okuru olarak bilirsiniz ki, sürdürülebilir başarı “insanla” gelir. Sadece “rakamları” yönetemezsiniz. Rakamlar sonuçtur; o sonuçları getiren ise “insanlardır”.
Empati, “Onlara hak vermek” veya “her istediklerini yapmak” değildir. Empati, “onların bakış açısını anlamaya gerçekten çaba göstermek”tir. “Neden motivasyonu düştü?”, “Neden bu projede zorlanıyor?”, “Onun için ‘başarı’ ne demek?” diye sormaktır.
İyi yönetici, ekibinin “sadece işteki” hedeflerini değil, “kariyer” hedeflerini” de bilir ve destekler. “Bu proje, senin 2 yıl sonra olmak istediğin ‘o’ pozisyon için harika bir basamak” diyebilmek, o kişiye “maaşından” daha büyük bir motivasyon verir.
Sonuç: İyi Yönetici Olmanın Sırlarının Önemi
Sonuçta, insanlar “işlerini” bırakmazlar. İnsanlar “değer görmedikleri”, “anlaşılmadıkları” ve “gelişemedikleri” yöneticilerini bırakırlar.
“İyi Yönetici” olmak, bir “unvan” değil, her gün yeniden kazanılan bir “itibar”dır. Bu, kariyeryol.com kariyer yolculuğunuzdaki en zorlu ama en “anlamlı” adımdır.
Bu, “kontrol”ü bırakıp “güven” inşa etmekle, “eleştirmeyi” bırakıp “geliştirmekle” ve “rakamları” yönetmeyi bırakıp “insanlara” ilham vermekle ilgilidir.
Unutmayın, en iyi yöneticiler “takipçi” yaratmazlar; onlar “yeni liderler” yetiştirirler. Sizin arkanızdan gelenler, sizin sayenizde “daha iyi” bir profesyonele dönüştüğünde, işte o gün “iyi yönetici” olmuşsunuz demektir.