Kamala Harris: Hayatı, Kariyeri ve İlham Veren Yolculuğu

Uzun zamandır Amerikan kamuoyunda tartışılan konuların başında Joe Biden’ın hastalıklı duruşu, garip hareketleri ve yaşı gelmekteydi. Yani, herkes onun her ne kadar aday olsa da başkanlıkta ikinci dört yıllık dönemi tamamlayacak kadar sağlıklı olmadığının farkındaydı ve içten içe yarıştan çekilmesini bekliyordu. Bu bağlamda, Trump’ın onu yerle bir ettiği 27 Haziran’daki CNN canlı başkanlık tartışması süreci hızlandırdı demek yanlış olmayacaktır. Zaten bu tartışmanın ertesi gününden itibaren global anlamda Kamala Harris kimdir ve Demokratların yeni adayı o olacak mı diye herkes birbirine sormaya başlamıştı bile. İşte bu kapsamda, dünya kamuoyunca pek tanınmayan ve Türkiye’de ise neredeyse adı bile bilinmeyen bu gizemli başkan yardımcısını analiz edeceğiz.

Sonuçta J.Biden’ın başkanlık yarışından çekildiğinin ertesi günü yapılan anketlerde Donald Trump ile neredeyse başa baş oy aldığı saptanan ancak seçimlerde ağır bir yenilgi almasına rağmen Demokratlar için 2028 ABD Başkanlık seçimleri için hala en potansiyelli kişi olan bu adayı tanımak önemlidir.

Kamala Harris: Erken Yaşamı ve Eğitim Hayatı

5 Kasım 2024 ABD seçimlerine ilerlediğimiz bu günlerde Demokratların yeni adayının Kamala Harris olması, yeni tartışmaları da beraberinde getirdi. Hatırlayacak olursanız Trump onun için: “Onu yenmek Biden’ı yenmekten bile daha kolay olacak.” dediğinde onun karşı tepkisi: “Suçluları ve mahkûmları başsavcılık görevimden biliyorum. Yani onun tarzına alışkınım.” olmuştu. Yani sırf bu atışmalar bile başkanlık yarışının ne kadar sert geçeceğinin ipuçlarını veriyor. Bu arada Kamala, her ne kadar anket ve araştırmalara göre Amerika tarihinin en başarısız başkan yardımlarından biri olarak görülse de adaylığının ilk 3 gününde 100 Milyon doların üstünde bir rekor bağış toplayarak Demokrat Partiye umut verdiğini unutmayalım.

Bu noktada her yerde bulacağınız standart kalıplar yerine onun zihin ve ruh dünyasını baz alarak bazı çıkarımlar yapmanın daha doğru olduğunu düşünüyoruz. Sonuçta bahsettiğimiz kişinin Amerika’nın 47. Başkanı olma ihtimali oldukça yüksek. 🙂 Yani, nihai olarak amacımız, onun hayat hikâyesine odaklanmaktan çok, kısaca kariyerinden bahsedip sonrasında artıları ve eksileriyle birlikte D.Trump’ın yenip yenemeyeceğini hep birlikte analiz etmeye çalışmak olacaktır.

Politik Kariyere Adım ve Yükselişi

Genelde Jamaikalı baba ve Hindistanlı annenin çocuğu olarak tanıtılan Kamala Harris, 1964 yılında Amerika’da doğmuştur. Babasının profesör ve annesinin yine bilim insanı bir tıp doktoru olması onun çocukluğunda etkili olmuştur. Yani, o daha küçük bir çocukken ileride avukat olup güçlü bir hukuk insanı olarak insanlara yardım edeceğini çevresine anlatmaktaydı. Sahiden de üniversite yaşına geldiğinde doğduğu eyalet olan Kaliforniya’da hukuk okumuştur. Ardından 2003 yılında Bölge savcısı olan Kamala, o dönemde eyaletin ilk kadın başsavcısı olmayı başarmıştır.

Annesi Shamala Harris’in daha küçükken kendisine “Birçok konuda ilk olacağını eminim, ama unutma son da olmayacaksın.” diyerek başarılı olacağına inandığını ancak bu başarıların onu şımartmaması gerektiğini söylediğini belirtmiştir. Gerçekten de onun ilklerin kadını olması başsavcılık kariyeriyle kalmamış, belki de ABD’nin ilk kadın başkanı oluşunun yolunu ona açmıştır.

Kaliforniya onun hayatında önemli bir yer tutar. Doğduğu yerde daha sonra 2010 yılında başarılı bir kampanya ile ilk kadın başsavcı olmuştur. Sonrasında ise kader onu aynı eyalette senatörlüğe kadar taşımıştır. 2016 yılında mevcut senatörün görevi bırakmasının ardından güçlü bir kampanyayla kendi eyaletinin senatörü olması onu ülke çapında bir üne taşımıştır. Demokratların gündeminde artık Kamala Harris kimdir sorusu vardır ve kamuoyu onu git gide daha da yakından tanıyacaktır. Amerikan siyasetinde senatörlük aslında siyaset sahnesinin bir adım öncesi yani hazırlık aşaması gibidir.

Birçok başarılı siyasetçi daha önce genelde bir eyalette senatörlük yapmıştır. Bu bağlamda senatörlük görevi K.Harris’in siyaset kariyeri için bir dönüm noktası olmuştur. Öte yandan 2020 ABD Başkanlık seçimlerinden önce 2019 yılının başında Demokratların adayı olmak için bir kampanya başlatmıştır.

O dönemde Biden ve Sanders gibi çok güçlü demokratların yanında sönük kalan Harris, yeterince bağış toplayamaması ve anketlerde çok geride kalması gibi nedenlerle demokratların başkanlık adayı olma hevesini en azından o an için yarıda bırakmıştı. Bu olayın sonrasında J.Biden onu Demokratların başkan yardımcısı adayı olarak belirleyip seçimi birlikte kazanmalarını teklif etti ve 2020 ABD Başkanlık Seçimlerinde bunu başardılar.

Günümüz Politik Dünyasıa Etkisi ve Vizyonu

Bu seçimin sonucunda Kamala Amerika tarihinin ilk siyahi başkan yardımcısı olarak tarihe geçmiştir. Bugün ise sağlık sorunları ve yaşı nedeniyle yarıştan çekilmek zorunda kalan mevcut başkan Joe, onu kendi adayı olarak öne çıkarmıştır. Demokrat Partinin 19 Ağustos 2024 tarihindeki kongresinde bu durumun somutlaşmasına yüzde yüz olarak bakılıyor. İşte bu tarihten sonra Kamala Harris kimdir diye sorulduğunda gönül rahatlığıyla Demokratların 2024 yılında başkan adayı diyeceğiz. 🙂 Bu arada mevcut başkan yardımcısı olduğu için Biden’ın kampanya bağışlarını kullanabiliyor olması ve ulusal ölçekte ondan sonra en çok tanınan demokrat partili olması onu ön plana çıkarmıştır. Bu bağlamda 19 Ağustos’ta Demokrat Parti’nin onun yerine bir başka başkan adayı çıkarması imkânsıza yakındır.

Öte yandan özellikle Cumhuriyet partililer ve muhafazakârlar onun çok kötü bir başkan yardımcısı olduğunu, Meksika sınırı başta olmak üzere sorumlu olduğu göçmen politikasında başarısız olması nedeniyle onun iyi bir başkan olamayacağını sıklıkla dile getiriyorlar. Bu bağlamda onun artılarını ve eksilerini listelemek istedik. Bu listeye göz atarak siz de onun iyi bir ABD başkan olup olamayacağını değerlendirebilirsiniz.

K.Harris’in artıları:

• Kadın olması onun için büyük bir avantajdır. Pozitif ayrımcılık kapsamında bakacak olursak, seçilmesi halinde tarihteki ilk ABD Kadın başkanı olacak olması kitlesini heyecanlandırıyor.
• Globalci olması önemli bir diğer avantajıdır. Yani Trump’ın temsil ettiği ulusalcı muhafazakâr damar karşısındaki, Amerika’nın global anlamda bir güç olup liberal demokrasiyi savunması gerektiğini düşünen kanadın temsilcisidir. Bu manada Afrikalı, İspanyol ve siyasi seçmenlerin onu destekleme ihtimali yüksektir.
• Yaşı onun için önemli bir artıdır. Biden ve Trump kapışmasında seçmenler her iki yaşlı adayı da istemezken Kamala Harris onlara göre çok genç ve dinamik bir adaydır. Bu manada seçimlerde rakibine göre ciddi bir avantajı olacaktır.

Kamala Harris eksileri

• Başkan yardımcısı olarak göçmenler politikasından sorumlu olması ve bu konuda başarısız olması ciddi bir dezavantaj olarak karşımıza çıkmaktadır. Sınırda patlayan olaylar ve bu olaylara karşı çok geç reaksiyon vermesi ve hatta bu bölgeleri çok geç ziyaret etmesi onu eleştirilerin odağı haline getirmiştir.
• Kürtaj gibi sosyal tartışmalara açık konularda tavrını net bir şekilde ortaya koyması “swing states” denen salıncak eyaletlerdeki muhafazakâr ya da gri alandaki seçmenleri karşısına almasına neden olmuştur.
• Biden dönemindeki ekonomik başarısızlıklar başkan yardımcısı olarak doğal şekilde ona yıkılacaktır. Bu dönemde enflasyonun yüksekliği ve FED faiz artışı gibi konular başkanlık yarışında karşısına çıkacaktır.
• Bu konu her ne kadar doğrudan onunla ilgili olmasa da Trump suikast girişiminde gizli servisin uğradığı başarısızlık ülkeyi yöneten demokrat bir başkan yardımcısı olarak onu da etkilemektedir. Hatta bu konuda bilerek bir zaaf gösterdiklerini ima edenler bile mevcuttur. Bunlar da onun hanesine eksi olarak yazılıyor.

Her insan gibi onun da olumlu ve olumsuz yönleri olması doğaldır. Öte yandan onun sıradan biri değil ABD başkan adayı olduğunu da dikkate alırsak, bu eksiler ya da olumsuzluklar onun açısından hayati bir öneme sahiptir. Bu noktada bir oyun bile çok kıymetli olacağı hayati bir seçimde toplumsal ayrışmalara ya da diğer deyimiyle polarizasyonlara konu olan sorunlara çok fazla girmesi seçilme şansını azaltacaktır. Bununla birlikte, hep dedikleri gibi Amerikan derin devletinin kararı da burada etkili olacaktır. Ulusalcı bir Trump mı yoksa küreselci bir Harris mi onların tercihi olacaktır bu konu çok önemlidir.

Kamala 2028’de Demokratların Adayı mı?

Kamala Harris kimdir sorusuna yanıt ararken onun eğitimi ve politik kariyerinden sonra sıra en önemli konuya geldi. 🙂 Evet, gerçekten de Joe Biden tarihe kaybedeceğini bile bile aday olan başkan olarak geçmek üzereydi. Tam da bu noktada canlı yayın tartışmasında büyük darbe alması ve üstüne Trump’a gerçekleştirilen suikast girişimi sonrası Donald’ın mağdur olması nedeniyle oylarının artması, J.Biden’ın adaylıktan çekilmesini tetikledi. İşte bu andan itibaren daha önce de demokratların başkan adayı olmak için mücadele etmiş olan K.Harris’e fırsat doğmuş oldu. Eğer gerçekten bu fırsatı iyi kullansaydı Donald Trump’ı tekrar başkan olarak görmek istemeyen büyük kitlenin desteğini alarak onu yenmesi sürpriz olmayacaktı.

Daha önce de belirttiğimiz üzere Amerika’da siyaset asla sadece siyaset değildir. Trump’ın sadece bir saniye kafasını çevirmesi sayesinde hayatta kalması ve üzerine en büyük rakibinin seçimden çekilmesi sadece bir hafta içinde gerçekleşmişti. İşte Amerikan derin devleti ve egemen güçlerinin önümüzdeki dört sene için daha çok ulusalcı ve içine kapalı bir ABD’yi istemesinin de 5 Kasım 2024 seçimlerinde Trump’ı Harris’i ağır bir üstünlükle yenmesine yardımcı olduğu kabul ediliyor. D.Trump’ın seçilmesi durumunda Rusya Ukrayna savaşını 24 saatte bitireceğini ve İsrail-Hamas savaşında da gerekli destekleri vererek savaşı sonlandıracağını belirtmesi de önemli bir husus olarak tarihe geçmiştir.

Bu noktada sorumuza cevap verecek olursak Kamala Harris 2028 seçimleri için hala Demokratların en büyük potansiyel adayıdır. Bununla birlikte bu ihtimalin gerçekleşmesi onun bile elinde olmayan birçok etkenin bir araya gelmesine bağlıdır.