sessiz istifa nedir ve nedenleri ile sonuçları
İçindekiler
Plazaların dili olsa da konuşsa… Ne sesli istifalar yaşanır da konuşulmaz değil mi? Kabul etmek gerekir ki kimilerine aşırı sosyetik ya da gerçek üstü gelen bu tür kavramların beyaz yakalar arasında popüler olması tesadüf değildir. Mavi yaka ya da diğer adıyla işçi sınıfına göre çalışma şartları görece olarak daha iyi olan beyaz yakaların mobbing ya da çalışma ortamındaki baskılara karşı daha hassas olduğu bilinen bir gerçektir. İşte bu bağlamda son dönemde dünya genelinde çok popüler hale gelen sessiz istifa kavramını bu yazı ile hep birlikte araştıracağız. Tek bir tanımı olmamakla birlikte çalışanların aslında istifa etmeden istifa etmesi olarak tanımlayabileceğimiz bu kavram son dönemde insan kaynakları uzmanları arasında ve özellikle beyaz yakalar arasında çok konuşulan bir konu haline gelmiştir.
Bazen bir üst ünvanlı çalışanın laf sokması, bazen ters bir bakışı ya da bazen gerçekten fark yarattığınızı düşündüğünüz bir işiniz sonrası beklediğiniz takdiri görememek… İnsanın kendini çalıştığı yere ait görmemesi ya da oradan içten bir kopuşla aslında ruhen ayrılması gerçekten zordur. Sabahları daha zor uyanırsınız ve işe giderken ayaklarınız geri geri gitmeye başlar. İşte aslında sessiz istifa kavramının başlangıç noktası burasıdır ancak belki de siz bile farkında değilsinizdir. İş kariyer yönetimi ve kişisel gelişime geldiği zaman yeni ve trend kavramları bilmenin ne kadar önemli olduğunu söylememize gerek yoktur sanırız 🙂 Yani bir mülakat esnasında konu oralara gelince bu konu hakkında bilgi sahibi olduğunuzu belirten birkaç cümle söyleseniz fena mı olur?
İlk olarak 2009 yılında ortaya atılan bu kavram 2021 yılında TikTok’ta paylaşılan bir çalışan videosuyla popüler olarak özellikle Z kuşağının etkisiyle trend bir topic/konu haline gelmiştir. Çalışanın işyerindeki mutsuzluğuna rağmen istifa etmeyip kendisinden beklenen minimum çabayı göstererek, hiçbir ilave katma değer üretmeden çalışmasını ifade eder. Kişi aslında o an biraz da mecbur olduğu için çalışmaktadır ancak özveri, motivasyon ve enerjisiyle birlikte doğal olarak iş tatmini ile mutluluğu da yoktur. Her gün işe sadece gelip gider ve kendisinden beklenen asgari işi yapar.
Bu durumdaki çalışanımız, işyeri için düşünmeyecektir. Ayrıca, ilave çaba göstermeyecek ve sorumluluk almayacaktır. Doğal olarak bu kişinin o işyerinde kariyer ya da gelecek planı yoktur ve hatta işyeri ile amirlerine karşı pasif bir direniş-tepki içerisindedir. Bir kişinin bu tepkisi ya da durumu genele yayılmazsa ne olacak ki canım bir şey olmaz diyebilirsiniz.
Örnek vermek gerekirse bu olgunun yüz kişilik bir işyerinde önce bir kişiden başladığını varsayalım. Sonrasında zamanla yayılarak elli kişinin “sessizce ayrılma” olgusunu yaşaması o işletmeyi ya da şirketi batıracaktır unutmayın…
Çok doğaldır ki; herkes işyerinde huzur içinde, işi tatmini ve mutluluk duygusuyla çalışmak ister. Bununla birlikte bazı sebepler nedeniyle zamanla ya motivasyonu düşer ya da mutsuz olmaya başlar. Sessiz istifa olgusu ve insanları bu noktaya getirecek birçok neden olabilmektedir. Biz, burada sadece belli başlı temel maddeleri sıralayacağız.
Sessiz İstifa Nedenleri şu şekilde sıralanabilir:
Bunu anlamanın en temel yolu işyeri içinde çalışanlar üzerinde isimsiz çalışan memnuniyeti anketleri yapmaktır. Emin olun isimli anket yaparsanız bu olgunun sizin işyerinizde ya da ekibinizde olup olmadığını anlamanız çok zor olacaktır. Bununla birlikte araştırmalar göstermiştir ki işyerindeki mutsuzluk ve bu bir nevi gizli istifa olgusu firmanın toplam verimliliği ciddi ölçüde etkileyecek ve bu da şirketin kârlılığını olumsuz olarak etkileyecektir. Yani demek istiyoruz ki her ne kadar yeni bir kavram da olsa sessizce ayrılma olgusunun farkında olmalı, bilmeli ve önlem almalıyız. Bunu her şeyden önce şirketimizin kuruluş amacı olan şirket kârımızı arttırmak için yapmalıyız.
Memnuniyet anketleri ve işyerindeki toplam verimliliğin ölçülmesi dışında sessiz istifa varlığını anlamanın bir diğer yolu da insan kaynakları departmanının çalışanlarla görüşmeler gerçekleştirip beklenti ve isteklerini dinlemesidir. Bu hareket tarzı çalışanların kendilerini kıymetli hissetmelerini sağlayacak ve işyerinde patron ya da amirleri tarafından değer gördüğünü düşünen çalışanın motivasyonu artıp işe olan bağlılığı artacaktır.
Öte yandan iyi bir gözlemcinin işyerinde kısa bir süre geçirmesi çalışanların hangi süreçte olduğunu anlaması için yeterli olacaktır. Birçok çalışan aslında beden dili ve tavırlarıyla mutluluğunu ya da mutsuzluğunu göstermektedir. Beden dili ve tavırlarıyla zihnen işyerinden koptuğunun sinyalini veren çalışanlar hakkında hemen gerekli önlemler alınarak motivasyon ve işyeri bağlılığının arttırılmasına yönelik çalışmalar başlamalıdır.
Bu kavram aslında doğrudan Z kuşağı (tanım için tıklayınız) arasında popüler olarak dünya gündemine girdiği için Z kuşağı içinde sıklıkla görülmesi normal karşılanacaktır. X ya da Y kuşağı gibi söylenenleri yapan, itaat kültürüne yatkın nesillerden sonra asi ve mantığına yatmayan şeyleri yapmak istemeyen bu yeni kuşak arasında işyerindeki mutsuzluk ve motivasyon kaybı ruhsal ve duygusal kopmalara neden olmaktadır. Bu kapsamda gençlik platformu Youthall Türkiye’nin konu hakkında yaptığı araştırmaya göre Z kuşağının yüzde 65’i ya sessizce ayrılma sürecinde olduğunu ya da bu sürece yakın olduğunu hissettiğini belirtmektedir. Bu noktada 18-25 yaş arasında çalışanlar olan bu grubun diğer yaş aralıklarına göre sessizce ayrılma kavramına en yatkın grup olduğu ortaya çıkmıştır.
Peki, Z Kuşağının Sessiz İstifa kavramı nasıl önlenebilir diye soracak olursak. Tabi ki “değer vererek” ve “ikna ederek!” Yani bu arkadaşlarımıza “emir vermeyin” ve lütfen “rica edin”. Özellikle de rica etmenizin nedenlerini kendilerine anlatarak bu arkadaşlarımızı ikna ederseniz, inanın dört elle o işe sarılıp yerine getirmek için ellerinden geleni yapacaklardır.
Bu noktada konunun sonuçlarına eğilecek olursak en temelde yeni çalışanların işe alım ve alıştırma sürecindeki ilave maliyeti, mevcut çalışanların sessiz istifa sürecinde olmaları nedeniyle gerçekleşen verimlilik kaybı ve bunun sonucunda ortaya çıkacak olan kârlılık azalışı gibi hususlar sayılmaktadır.
Ayrıca çalışanlar arasında bu kavramın yaygınlaşması bir süre sonra daha da popüler hale gelmesiyle bir sektör ya da genel ekonomik durumun etkilenmesi dahi mümkün olacaktır. Yani mikro ölçekte firmanın karlılığını makro ölçekte sektör ya da genel ekonomik karlılığı bile etkileme potansiyeli olan böyle global bir sorun üzerinde düşünmemiz gerekir değil mi 🙂 O halde bunu nasıl önleriz o başlığa geçelim 🙂
Konuyu çalışan bağlılığı, mutluluğu ve iş barışı ile iş huzuru olarak da ele alabiliriz. Böylece konu daha geniş bir açıdan ele alınıp toplam verimlilik ve doğal olarak kârlılık artacaktır.
Maddeler halinde sıralayacak olursak Sessiz İstifayı önlemek için:
Kariyerimizi geliştirmek için bu tür yeni kavramları bilmek ve takip etmek çok önemlidir. Bu nedenle dünya iş piyasası gündemini de takip etmek çok katkı sağlayacaktır.
Globalleşme ve dijitalleşen dünya hayatımıza çok yeni mesleklerle birlikte farklı tanımları da soktu. Bunlardan bazıları…
Globalleşmenin teknolojiyle birlikte zirveye çıktığı günümüzde dijitalleşmenin de günlük yaşantımızın her yanını sardığını hepimiz kabul…
Kabul edelim ki; telefonlarımızı elimizden düşürmediğimiz, günümüzün büyük bir kısmını Instagram'da kaydırarak, Twitter'da gündemi takip…
Hatırlayacağımız üzere bütün dünyayı sarsan pandemi süreci ve sonrasında herkes eve kapanınca e-ticarette büyük bir…
Hatırlayacak olursanız milenyumdan yıllardan önce Amiga 500 tipi oyun bilgisayarcıklarına disketler takar oyunlar oynardık. O…
Borçlar... Bu tek bir adet kelimedir evet… Lakin bu kimimiz için sadece bir kelimeyken, kimimiz…