İçindekiler
Elinizde soğumuş bir kahve, bulunduğunuz salonun uğultusu ve hiç tanımadığınız insanlarla “iş konuşma” zorunluluğu… “Networking” kelimesi birçok kişi için bu ve benzeri sevimsiz sahneleri çağrıştırır. Sanki herkesin bir ajandası varmış gibi hissettiren, samimiyetsiz ve zoraki bir görev… Peki, size networking’in aslında bu olmadığını söylesek? Ya profesyonel ağ kurma anlamına da gelen bu kelime, sadece sizinle aynı tutkuları paylaşan insanlarla sohbet etmek, onlardan ilham almak ve birbirinize destek olmaksa?
İş dünyasında güçlü bir çevreye sahip olmak, kariyer fırsatlarını yakalamada, işbirlikleri geliştirmede ve yeni bilgiler edinmede büyük avantaj sağlar. Networking yalnızca kartvizit veya LinkedIn bağlantısı toplamak değil; güven, samimiyet ve sürdürülebilir iletişim üzerine kurulu bir ilişki ağını geliştirmektir.
Peki networking nasıl yapılır? Bunun ilk adımı, açık fikirli olmak ve doğru ortamları seçmektir. İş toplantıları, seminerler, konferanslar ya da çevrimiçi topluluklar, yeni insanlarla tanışmak için ideal alanlardır. Burada önemli olan yalnızca kendinizi tanıtmak değil, aynı zamanda karşınızdakini anlamaya çalışmak ve uzun vadeli bir bağ kurmaktır. Doğru sorular sormak, samimi bir iletişim kurmak ve gerektiğinde destek sunmak, networking’in en güçlü adımlarındandır.
Bu yazıda, o korkulan “networking canavarı”nı evcilleştirecek, onu kariyer yolculuğunuzda size eşlik edecek bir süper güce dönüştürecek adımları birlikte atacağız.
Hazırsanız, “tanıdığım yok” bahanesini rafa kaldırma zamanı!
Networking, tek kullanımlık bir kartvizit alışverişi veya bir iş isteme seansı değildir. Temelde, karşılıklı değere dayalı, uzun vadeli ilişkiler inşa etmektir. Bu, birilerinden sürekli bir şeyler istemek yerine, onlara ne katabileceğinizi de düşünmeniz anlamına gelir. Başarılı bir iş ağı kurma süreci, almaktan çok vermekle başlar. Birine yapacağınız küçük bir yardım, paylaşacağınız bir makale veya onu tanıştırdığınız doğru bir kişi, gelecekte size misliyle geri dönecektir. Bu yüzden denklemi “Ne alabilirim?” diye değil, “Ne katabilirim?” diye kurarak başlayın.
Nicelikten çok niteliğe odaklanmak, bu işin altın kuralıdır. Yüzlerce yüzeysel bağlantıdansa, gerçekten iletişimde olduğunuz, birbirinizi anladığınız ve güvendiğiniz birkaç sağlam bağlantı çok daha değerlidir. Amacınız, bir etkinlikte mümkün olduğunca çok kartvizit toplamak olmamalı. Bunun yerine, 2-3 kişiyle bile olsa, samimi ve akılda kalıcı bir sohbet gerçekleştirmeye odaklanın. Bu derinlemesine kurulan bağlar, zamanla en güçlü destek sisteminiz haline gelecektir. Unutmayın, hedefiniz bir koleksiyon oluşturmak değil, bir topluluk inşa etmektir.
Yaygın bir yanılgı da networking’in sadece dışa dönük, konuşkan insanlar için olduğu yönündedir. Aksine, içe dönük kişiliklerin de bu alanda parlayabileceği süper güçleri vardır: Derinlemesine dinleme, anlamlı sorular sorma ve bire bir sohbetlerde daha güçlü bağlar kurma yeteneği. Eğer kalabalıklar sizi yoruyorsa, daha küçük gruplara veya bire bir kahve sohbetlerine odaklanın. Güçlü yönlerinizi kullanarak kendi networking tarzınızı yaratabilirsiniz. Herkesin maratonu kendi kulvarında koştuğunu unutmayın.
Bu süreç bir sprint değil, bir maratondur. Bugün tanıştığınız birinden yarın bir iş teklifi beklemek, gerçekçi bir yaklaşım değildir. İlişkiler zamanla, sabırla ve emekle demlenir. Bir tohum ektiğinizi ve onu düzenli olarak sulamanız gerektiğini düşünün. Bağlantılarınızla ara sıra selamlaşmak, ilginç buldukları bir içeriği onlarla paylaşmak veya sadece hal hatır sormak, o bağı canlı tutar. Kariyerinizin başlarında kurduğunuz bir bağ, yıllar sonra hiç beklemediğiniz bir kapıyı aralayabilir.
Son ve en önemli tanım ise özgünlüktür. Kendiniz olmadığınız, bir rol yaptığınız her an karşı taraf bunu hisseder. Kendi ilgi alanlarınızdan, hedeflerinizden ve hatta zorluklarınızdan dürüstçe bahsedin. İnsanlar mükemmel profillere değil, gerçek hikayelere bağlanır. Kendi kişiliğinizi, esprilerinizi ve tarzınızı yansıtmaktan çekinmeyin. En kalıcı ve sağlam profesyonel ilişkiler, samimiyet temeli üzerine kurulanlardır.
İş ilanları sitelerinde görmediğiniz, şirketlerin genellikle kendi içlerinde veya referansla doldurduğu pozisyonlardan oluşan “gizli iş piyasası” diye bir gerçek var. İşte bu piyasaya girmenin anahtarı, güçlü bir profesyonel ağdan geçer. Bir pozisyon açıldığında akla ilk gelen isimlerden biri olmak, size kariyerinizde inanılmaz bir avantaj sağlar. Doğru kişilerle kurduğunuz bağlar sayesinde, fırsatlar daha kamuoyuna duyurulmadan sizin kapınızı çalabilir. Bu, CV hazırlayıp reaktif bir şekilde iş aramak yerine, proaktif bir şekilde fırsatları kendinize çekmektir.
Network, sadece iş bulmak için değil, aynı zamanda sürekli öğrenmek ve kendinizi geliştirmek için de paha biçilmez bir kaynaktır. Alanında sizden daha tecrübeli insanlardan mentorluk alabilir, onların deneyimlerinden ders çıkarabilirsiniz. Sektörünüzdeki en son trendleri, teknolojik gelişmeleri ve zorlukları ilk ağızdan öğrenme şansı bulursunuz. Bu sürekli bilgi akışı, sizin de güncel kalmanızı ve kariyer gelişimi sürecinizi hızlandırmanızı sağlar. Her bir bağlantı, yeni bir bilgi kaynağıdır.
Kendi profesyonel balonunuzun içinde sıkışıp kalmak, zamanla vizyonunuzu daraltabilir. Farklı sektörlerden, farklı şirket kültürlerinden veya farklı uzmanlık alanlarından insanlarla tanışmak, size olaylara bambaşka pencerelerden bakma yeteneği kazandırır. Kendi işinizdeki bir soruna, belki de bir pazarlamacının veya bir mühendisin bakış açısıyla yepyeni bir çözüm bulabilirsiniz. Bu çeşitlilik, yaratıcılığınızı tetikler ve problem çözme becerilerinizi geliştirir.
İnsanlar, tanıdıkları ve güvendikleri kişilerle iş yapmayı tercih eder. Networking, sizin kişisel markanızı ve profesyonel itibarınızı inşa etme sürecidir. Güvenilir, yardımsever ve alanında bilgili biri olarak tanındığınızda, insanlar projeler için sizi tavsiye etmekten veya sizinle işbirliği yapmaktan çekinmezler. Bu itibar, zamanla en değerli varlığınız haline gelir. Sadece ne bildiğiniz değil, kim olduğunuz ve nasıl tanındığınız da kariyerinizde belirleyici olur.
Kariyeriniz sadece bir şirkette yükselmekten ibaret olmayabilir. Belki bir gün kendi projenizi hayata geçirmek, bir ortaklık kurmak veya bir sosyal sorumluluk projesine liderlik etmek istersiniz. İşte bu anlarda, güçlü ağınızdaki insanlar potansiyel ortağınız, ilk müşteriniz veya projenizin en büyük destekçisi olabilir. Kurduğunuz her bir bağ, gelecekteki girişimleriniz için potansiyel bir iş birliği tohumu taşır.
Networking’e başlamanın en temel adımı hazırlıktır. Bir etkinliğe veya toplantıya gitmeden önce amacınızı netleştirin. “Yeni insanlarla tanışmak” çok genel bir hedeftir. Bunun yerine, “pazarlama alanında çalışan 3 kişiyle tanışmak” veya “X şirketi hakkında bilgi almak” gibi somut hedefler belirleyin. Ayrıca, kendinizi 30 saniyede tanıtabileceğiniz, ne yaptığınızı ve ne aradığınızı özetleyen kısa bir “asansör konuşması” hazırlayın. Bu hazırlık, etkinlik sırasında kendinizi daha güvende ve odaklanmış hissetmenizi sağlar.
Etkinlik sırasında duvar kenarında telefonunuzla ilgilenmek yerine, cesur bir adım atın. Tek başına duran veya küçük, açık bir gruba dahil olabileceğiniz kişileri gözlemleyin. Bir gülümseme ve basit bir “Merhaba” ile başlayın. Konuşmayı başlatmak için “Sizi buraya getiren nedir?” veya “Konuşmacı hakkındaki düşünceleriniz neler?” gibi açık uçlu sorular sorun. İnsanların kendileri hakkında konuşmayı sevdiğini unutmayın. Bu yüzden etkili iletişim kurmanın sırrı, iyi konuşmaktan önce iyi dinlemektir.
Bir kişiyle saatlerce konuşup başkalarına fırsat tanımamak yerine, sohbeti tadında bırakmayı bilin. Konuşma doğal bir sona geldiğinde, “Vaktinizi ayırdığınız için çok teşekkür ederim, sizinle tanışmak harikaydı” gibi bir cümleyle ve bir el sıkışmayla sohbeti zarifçe sonlandırabilirsiniz. Bu, hem karşınızdaki kişinin zamanına saygı gösterdiğinizi belli eder hem de size başka insanlarla da tanışma ve bağlantı kurma fırsatı verir.
Networking’in en çok ihmal edilen ama en kritik adımı takip etmektir. Etkinlikten sonraki 24-48 saat içinde tanıştığınız kişilere LinkedIn üzerinden bir bağlantı isteği gönderin veya kısa bir e-posta atın. İsteğinizi veya mesajınızı mutlaka kişiselleştirin. “X etkinliğinde tanışmıştık, özellikle Y konusundaki sohbetimiz çok keyifliydi” gibi bir not eklemek, sizi diğer yüzlerce kişiden ayırır ve hatırlanmanızı sağlar. Bu küçük jest, kurduğunuz bağa verdiğiniz önemi gösterir.
İlişkiyi canlı tutmak, tek seferlik bir iletişimden ibaret değildir. Bağlantı kurduğunuz kişilerin paylaşımlarına yorum yapmak, onların ilgi alanına girebilecek bir makaleyi onlarla paylaşmak veya sadece ara sıra “Umarım her şey yolundadır” diye bir mesaj atmak, ilişkinin zamanla güçlenmesini sağlar. Doğru network kurmak, bir bahçeye bakmak gibidir; düzenli ilgi ve bakım gerektirir. Bu samimi çabalar, zamanla güvene dayalı, sağlam profesyonel dostluklara dönüşür.
Gördüğünüz gibi, networking korkutucu bir canavar değil, doğru stratejilerle herkesin öğrenebileceği ve ustalaşabileceği bir sanattır. Özünde, insanlarla samimi, dürüst ve karşılıklı faydaya dayalı ilişkiler kurmak yatar. Bu, bir gecede olacak bir şey değil, kariyeriniz boyunca size eşlik edecek bir yolculuktur. Hazırlık yaparak, özgün davranarak ve en önemlisi tanıştığınız insanlara değer vererek ve bunu göstererek, sadece bir “tanıdık listesi” değil, size her adımda destek olacak sağlam bir kale inşa edersiniz.
Sonuç olarak, networking yalnızca iş fırsatları yaratmak için değil, aynı zamanda bilgi paylaşımı, deneyim kazanma ve profesyonel gelişim için de önemli bir araçtır. Doğru kurulan bağlantılar, kariyer yolculuğunuzda size rehberlik edebilir, yeni kapılar açabilir ve iş hayatında güvenilir bir destek ağı oluşturmanızı sağlar.
Unutulmamalıdır ki networking, kısa vadeli bir çıkar ilişkisi değil; uzun vadeli güvene dayalı bir süreçtir. Düzenli iletişim kurmak, samimi olmak ve karşı tarafa değer katmak bu sürecin en önemli parçalarıdır. Böylece siz de güçlü bir profesyonel çevreye sahip olabilir ve gelecekteki kariyer hedeflerinize daha kolay ulaşabilirsiniz.
#kariyer
#networkingnedir
#ağkurma
Daha dün gibi aklımızda olan mesleklerin bugün yapay zeka tarafından yeniden şekillendiği, "bu asla olmaz"…
Kariyer basamaklarını hızla tırmanıyor, belki de hayalinizdeki o terfiyi yeni aldınız. Maaşınız artıyor, geliriniz yükseliyor…
Hepimiz zaman zaman "Acaba yurt dışında yaşasam/çalışsam nasıl olurdu?" hayalini kurarız. Yeni kültürler, farklı iş…
Televizyon ekranlarından hayatlarımıza sızan, lüks otellerde geçen masalsı bir aşk hikayesi... Peki, Gülseren Budayıcıoğlu Camdaki…
"Kariyer sitemizde neden bir tarih konusu işliyoruz?" diye düşünebilirsiniz. Cevap basit: Geleceği en iyi şekilde…
Adı geçtiğinde akıllara hemen egzotik bir güzellik, dillere destan aşklar ve entrikalarla dolu bir yaşam…