İçindekiler
Düşünün ki şapkası bile hala 2 Milyon Euro’ya alıcı bulabiliyor… Öyle bir tarihi karakter ve lider işte… Fransızların öve öve bitiremediği, İngilizlerin içten içe sürekli yerdiği tartışmalı tarihi karakter. 🙂 Son dönemde adına çekilen filmle tekrar gündeme gelen Napolyon Bonapart, hakkında henüz tarihçilerin dahi fikir birliğine varamadığı tarihin gördüğü en sansasyonel liderlerden birisidir. Kısa boylu olduğu için arama motorlarında hakkında en popüler sorulardan biri “ Napolyon’un boyu ne kadardı?” olan bu tarihi kişilik aynı zamanda tarihin akışına etki eden birçok büyük tarihi olayın içinde yer almıştır.
Fransız Devrimi sonrası kurulan Cumhuriyette Meclisin feshedilmesi, Monarşiye geçilmesi, Napolyon Savaşları, Devrim Savaşları, Waterloo savaşı, Austerlitz muharebesi ve 1812 Fransız-Rus savaşı gibi büyük savaşlar ve olayların ana kahramanı olmuştur. Bu noktada herhangi bir mülakatta sorulma ihtimali düşük olsa da yine de kişisel gelişim, kariyer yönetimi ve entelektüel birikim adına Napolyon Bonapart hakkında temel bilgileri bilmenin fayda olacağına inanıyoruz.
Mesela 1805’te Avusturya’yı bozguna uğratan ve Rus İmparatoru Çar Nikola’yı da yenen Napolyon’un Moskova’yı 1812 yılında işgal etmesi ve ardından hızla geri çekilerek mağlubiyet sürecinin başlaması ilginç bir konudur. Tarihçilerin aksine L. Tolstoy Savaş ve Barış adlı eserinde bu konuya farklı bir bakış açısıyla bakmaktadır. Ya da Waterloo muharebesinde yenilmesinden sonra St. Helena adasında geçirdiği günler ve ölüm şekli de çok tartışmalıdır. Yani kimilerine zehirlenen Fransız İmparatorunun ölüm nedeni yaygın kanaate göre mide kanseridir. Bugün bile Avrupa ve modern dünyanın hukuk ve eğitim sisteminin temelini atan reformları yüzyıllar öncesinden nasıl düşündü ve yaptı? Bu ve benzeri konularda tarih henüz hükmünü vermemiştir. Bizler de mümkün olduğunda objektif bir bakış açısıyla eldeki veriler üzerinden nihai kararı yine size bırakacağız. 🙂 Tabi internette çok klasik ve birbirine benzeyen hayat hikâye ya da biyografilerden farklı noktalara değinmeye çalışacağız. Klasik bir ezber biyografı okumayacaksınız, emin olunuz…
Napolyon Bonapart Kimdir?
Fransa’nın ele geçirdiği dönemde yani 1769 yılında Korsika adasında dünyaya gelen Napolyon, ne bahsedildiği gibi aşırı zengin ne de çok fakir bir ailenin çocuğudur. Ailesinin Fransızlarla olan iyi ilişkileri sayesinde Fransa tarafından “soylu” aileler sınıfında sayılsalar da aslında ailesinin durumu ortadan belki bir tık iyidir. Fransız sömürgesine giren ve Fransızlarla ilişkisi oldukça iyi olan bir ailenin ferdi olarak takdir edersiniz ki Fransız Askeri okuluna girmesi zor olmamıştır 🙂 Bu bağlamda 14 yaşında girdiği askeri okuldan başarılı ile mezun olmuştur. 1785 yılında topçu subayı olarak mezun olan Fransız Lider sonrasında üstün başarıları sayesinde teğmen rütbesine atanmıştır. Napolyon aslında Fransız İhtilali ve sonuçlarının doğurduğu bir liderdir. Yani o dönemde ihtilal gerçekleşmiş ve başta İngiltere olmak üzere monarşi ve krallıkla yönetilen ülkeler 1789 Fransız Devrimiyle gelen cumhuriyetçi havanın kendi ülkelerini de etkilemesinden endişe ediyorlardı.
Bu noktada belirtmek gerekir ki, işte bu korkular sonrasında Fransız Devrim Savaşları dediğimiz uzun süreli savaşlar başlamıştır. İşte O, bu savaşların kahramanı olarak Fransız halkının nezdinde büyük bir lider haline dönüşüp “imparator” bile olmuştur. Konuya dönecek olursak ihtilalin henüz 4.yılında 1793’te devrim savaşları sürerken İngiltere’nin saldırdığı liman kenti olan Toulon’u kurtarması sonrasında tuğgeneralliğe yükselerek imparatorluğa giden yolda adımlarını hızlandırmaktaydı. Tarihler Ekim 1795’i gösterirken kraliyet yandaşları Fransız Devrimini gerçekleştiren ayaklandılar. Paris’i savunma görevi verilen Napolyon en kritik anda farklı bir karar vererek binalara toplar yerleştirip isyancıların üzerine top atışı yaptırmak suretiyle isyanı bastırdı ve tümgeneralliğe yükseldi. Adı hızla yayılıyordu. Bulduğu çözüm çok radikal ama etkiliydi. Devrimi kurtarmıştı 🙂
Sonrasında devam eden Fransız Devrim Savaşlarında başta İtalya olmak üzere birçok cephede yer alıp başarılar kazanan kahramanımız 1799’da hükümete darbe yaparak üç konsülden biri oldu. Ve nihayet 1804 yılında kendisini imparator ilan ederek devrim cumhuriyetine son verdi ve I. Napolyon olarak tarihe geçti.
Napolyon Savaşları
Napolyon’un kendisini imparator ilan etmesiyle birlikte devrim savaşları bir nevi Napolyon Savaşları’na dönmüştür. Cumhuriyetin tekrar monarşiye dönmesiyle birlikte bu sefer de Bonapart’ın yayılmacı politikalarından rahatsız olan başta İngiltere olmak üzere koalisyon güçleri Napolyon’a karşı birleşmiş ve en son 1815’te Waterloo’da sonuçlanacak olan savaşlar serisini başlatmışlardır. Bu savaşlar sonucunda yaklaşık 4 milyon insan ölmüştür. O dönemin dünya ve Avrupa nüfusunu göz önüne alırsak bu sayı gerçekten korkunç bir sayıdır. Napolyon Savaşları başlangıcında içinde 1805 Austerlitz de olmak üzere 1812 Rusya seferindeki Moskova işgaline kadar işler “imparator Napolyon” tarafında oldukça iyi ilerlemişken sonrasında hızlı bir çöküş başlar.
1812’de kış koşullarının zorlaması ve Rus ordusunun Kutuzov önderliğinde Fransızları yıpratma taktiği izlemesi sonrası Moskova’dan Paris’e doğru uzun bir geri çekiliş başlar. Bu sürede ordusunun yarısını kaybeden Bonapart için sonun başlangıcıdır artık. 1814’te Paris’e kadar giren koalisyon güçleri onu sürgüne gönderse de sürgünden kaçan N.Bonapart 1815’teki nihai ve son yenilgisi olan Waterloo savaşına kadar güç toplamıştır. Nihayet 1815 Haziranında bugünkü Belçika’da Prusya ve İngiliz ordularına karşı Waterloo muharebesini ağır şekilde kaybeden imparator Bonapart, St. Helena adasına sürgüne gönderilir ve hayatının son dönemini orada geçirir.
Napolyon Nasıl Öldü?
1815 yılında sürgüne gönderilen Napolyon Bonapart Mayıs 1821’e kadar bu küçük adada hayatını sürdürmüştür. Daha önceleri sürgündeyken olduğu gibi yine kaçmaya çalışsa da başarılı olamamıştır. Kimilerine göre onun tekrar sürgünden kaçıp Fransız imparatoru olarak Avrupa’nın üzerine yürüme ihtimalinden korkan krallar tarafından zehirlendiği iddia edilmiştir. Resmi tarihe göre henüz 51 yaşında mide kanserinden öldüğü iddia edilen bu büyük askerin kesin ölüm nedeni bilinmemektedir. Ölümünden sonra yakılması da tuhaftır değil mi? Eğer yakılmasaydı belki de bugünün teknolojisiyle bile onun zehirlenip zehirlenmediği tespit edilebilirdi.
Bonapart Görüşleri
Onun görüşleri ve gerçekleştirdiği reformlar, bugün bile Fransız halkının önemli bir kısmının ona minnettar olmasına neden olmuştur. Askeri birliklerin modernizasyonu, eğitimin sisteminin yenilenmesi, medeni kanun ve hukuk yapısının modern ihtiyaçlara göre yenilenmesi gibi önemli reformlar o dönemin koşullarına göre Napolyon’un ne kadar ileri görüşlü bir reformist olduğunu göstermektedir.
İngilizler, her ne kadar onun meclisi ve demokrasiyi ortadan kaldırıp kendini imparator ilan etmesi nedeniyle bir diktatör olduğunu iddia etse de Fransızlar önemli bir asker ve reformist olduğunu iddia ederler.
Napolyon kanunları olarak bilinen bu kanunlar, dönemin Fransız devletinin hâkimiyetinin kısa sürede Avrupa’da yayılmasında ve Fransa’nın önemli bir güç haline gelmesinde çok etkili olmuştur.
Boyu kısa mıydı?
Evet, çok popüler bu sorunun cevabı “evet, kısadır.” Tarihi bilgilere göre Bonapart’ın boyu 168 cm’dir. Tarihte önemli karakterlerin birçoğunun boyunun 170 cm civarında olması da garip bir tesadüf müdür onun da yorumunu sizlere bırakalım 🙂
En başta sorduğumuz soruya gelecek olursak yani Napolyon tutkulu bir reformist midir yoksa kısa boylu bir diktatör mü sorusunun yanıtını verdiğimiz bilgiler ışığında sizlere bırakıyoruz. Dilerseniz yorumlara görüşlerinizi yazabilirsiniz.
Napolyon En Ünlü Sözleri
N.Bonapart gibi tarihe izlerini bırakmış liderlerin söylediği ya da onlara atfedilen birçok önemli söz vardır. İmparator Bonapart’ın bilinen en önemli sözlerinden bazıları şu şekildedir:
- Napolyon durup dururken “para, para, para” dememiştir. O, kendisine sorulan soruya istinaden savaşın kazanılması için üç şey gerekmektedir; “para, para, para” demiştir. Yoksa kendisi yatıp kalkıp para diyen cimri ya da paragöz bir insan değildir 🙂
- Emir vermek kolaydır, lakin önemli olan o emrin yerine getirilmesini sağlamaktır.
- Ölmek cesaret işi değildir, asıl cesaret isteyen şey acı çekmeye katlanmaktır.
- Akla uyan her şey başarılabilir.
- Umutsuzluk en büyük suçtur.
- Gerçekler, insanı yaralayan tek şeydir.
- Liderin en gerçek vasıflarından birisi umut vermesidir.
- Siyaset ve fikir, her zaman kılıcı ve kaba kuvveti yenecektir.