enflasyonla mücadele

Enflasyonla Mücadele : Ekonominin Açmazları

Fiyatlar genel seviyesinin sürekli olarak artışının enflasyon anlamına geldiğini daha önce ilgili yazımızda detaylı olarak açıklamıştık. Hatta “bazı” ürünlerin fiyatlarının sürekli artmasının ya da tüm ürün ve hizmetlerin fiyatlarının “bir defa” artmasının enflasyon değil fiyat artışı anlamına geleceğini de belirtmiştik. Bu bilgileri tekrarladıktan sonra fiyatların sürekli artmasının gelir dağılımını bozarak en sonunda sosyal adaleti bile etkileyeceğini vurgulamalıyız. Bunun da en sonunda toplumsal patlamalara kadar gidebileceğini de belirtmek gerekir. Bu kapsamda her zaman verilen Almanya örneğini biz de hatırlatmak isteriz. 2. Dünya Savaşı sırasında Almanya’da yaşanan hiper enflasyon nedeniyle askerler tütünleri kâğıt yerine paraya sararak içmişlerdir. İşte, o dönemde para o kadar değersiz hale gelmiştir ki askerler artık tütünü ona sararak içmekte sakınca görmezler. Enflasyonla mücadele işte bu kadar önemlidir.

Bu anlamda özellikle 2. Dünya Savaşından sonra tüm Avrupa’da enflasyonla mücadele çok büyük önem kazanmıştır. Öyle ki başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkeleri enflasyondan ve onun getirdiği olumsuz sonuçlardan hala çok korkarlar ve onunla mücadeleyi her zaman ilk sırada tutarlar. Öte yandan bu konuda şunu da belirtmek gerekir ki enflasyonla mücadele için ekonomi politikaları bir uyum halinde kullanılmalıdır. Yani para ve maliye politikaları aynı anda ve tıpkı bir orkestranın uyumlu parçaları gibi aynı yöne, birlikte hareket etmelidir. Tersi durumda gelişmekte olan ülkelerin bazılarında yaşanan sorunlar yaşanacaktır.

enflasyonla mücadele yolları

OECD kaynaklarına göre G7 ülkelerinin enflasyonları ile OECD enflasyon ortalaması yukarıda Figure-1 de verilmiştir. Bu kapsamda büyük ülkelerin OECD ülkelerine göre daha iyi durumda olduğunu görmekteyiz.

Bilindiği üzere pandemi sonrasında kopan tedarik zincirleri hala sağlıklı olarak işleyememektedir. Bununla birlikte petrol, buğday ve pamuk gibi emtia fiyatlarının global anlamda ciddi yükselişi aynı zamanda tarım ve gıda ürünlerine de erişimi zorlaştırmıştır. Bütün bunlarla beraber lojistik maliyetlerindeki hızlı artışlar alınan bütün önlemlere rağmen fiyatları yukarı yönlü baskılamaya devam etmektedir. İşte bu noktada enflasyonla mücadele konusu çok daha önemli hale gelmektedir.

Bu bağlamda dünya kamuoyu ve siyasetini takip ediyorsanız bugünlerde Avrupa ve Amerika’da çiftçilerin eylemlerini görüyorsunuzdur. Neredeyse tüm dünyada artan maliyetler ve ithal ürünlerle rekabet etmenin zorlaşması nedeniyle çiftçiler kendi hükümetlerini protesto etmektedirler. İşte yukarıda belirttiğimiz sosyal patlamayla ilgili olayların sadece küçük bir örneği bu protestolardır. Yani eğer enflasyonla mücadele etmez ya da bu çabanızda yeterince başarı sağlayamazsanız zamanla gelir adaleti iyice bozulacaktır. Böylece, kaynakların doğru tahsis edilmesini olumsuz yönde etkileyen enflasyon olgusu gelir adaletini bozduktan sonra sosyal adaleti de zedelemiş olacaktır. Öte yandan fiyatlar genel seviyesinin sürekli artışı kaynakların doğru tahsisini, gelir ve sosyal adaleti bozmanın dışında kişilerin beklentilerini de olumsuz etkileyecektir. İngilizce ’de “inflation inertia” olarak geçen “atalet, tembellik” duyguları fiyatların durmadan yükseldiği ortamda kişilerde hâkim olacak ve satıcılar fiyatlarını artırmayı sürdüreceklerdir.

enflasyonla mücadele yolları

Ayrıca bu duruma alıcılar yani talep tarafından bakmamız da gerekir. Bu şartlar altında fiyatların ileride daha da artacağını düşünen kişiler tasarruf yapmak yerine hemen bugün tüm gelirlerini tüketmek isteyeceklerdir. Bu durum da talep enflasyonunu körükleyecek ve bu döngü birbirini besleyerek hiper enflasyon olgusuna doğru yürüyecektir. Beklentileri bozulan kişiler gelecekte daha yüksek fiyat artışı bekleyip tasarruf yerine tüketime yönelince ekonomik büyüme için gerekli tasarruflar yurt içinden sağlanamayacaktır. Böyle olunca dış tasarruflar yüksek maliyetle yurt dışından sağlanacaktır. Bu da ekonomiyi daha da bozacaktır. Fiyatlar genel seviyesinin sürekli artışıyla mücadele etmek işte bu kadar önemli bir olgudur. Bu olgunun sonunda halk için büyük bir fakirlik gerçeği yaşanacaktır. Muhtemelen siyasetçiler için de büyük bedeller ödemek gerekecektir.

Enflasyonun ne olduğunu ve zararları ile mücadelenin ne kadar önemli olduğunu kısaca belirttikten sonra şimdi de mücadele etmenin yollarını kısaca anlatmak isteriz.  Yaşadığımız fiyatlar genel seviyesinin sürekli artış durumu eğer talep artışından kaynaklıysa öncelikle talebi kısmamız gerekir. Öte yandan bu durum girdi maliyetlerinin artması dolayısıyla arzın yani üretimin azalmasından dolayıysa bu sefer arzı destekleyici önlemler almak gerekir.

tüfe tefe artışla

İşte bu kapsamda ülkeleri yöneten siyasetçilerin elinde talep ve arz gibi temel ekonomik göstergeleri yönetmek veya etkilemek üzere iki politika bulunmaktadır.

Bunlar;

  • Maliye Politikası
  • Para Politikası

Olarak ortaya çıkmaktadır. Ülkelerin maliye politikaları genelde siyasetçiler tarafından atanan maliye bakanları tarafından yürütülürken para politikaları da Merkez Bankaları tarafından yürütülmektedir.

Enflasyonla mücadele kapsamında “sıkı para ve maliye politikası” uygulanmalıdır.

a- ) Bu noktada sıkı para politikası sırasında alınacak önlemler:

  • Faiz oranları yükseltilir: Bunun sonucunda insanlar daha yüksek faizle paralarını harcamak yerine mevduat olarak bankaya yatırıp tasarruf ederler. Bunun sonucunda harcamalar düşer ve talep enflasyonu azalır.  Ayrıca faizler yükselince dolar düşecek ve maliyetler de azalacaktır.
  • Zorunlu Karşılıklar Arttırılır: Bankalar mevduat olarak tuttukları paraların tamamını kredi olarak dağıtamazlar. Zorunlu karşılık denilen bir kısmı merkez bankasında tutmak zorundadırlar. İşte Merkez Bankası bu oranı arttırırsa bankaların kredi verecekleri para azalacağından önce toplam krediler sonrasında ise harcamalar ve toplam talep azalacaktır.
  • Açık Piyasa İşlemleri: Merkez Bankası açık piyasa işlemleri aracılığıyla piyasadan para toplayıp karşılığında devlet kağıdı verir. Böylece piyasada harcanabilir para azalacağından toplam talep ve tüketim de azalacaktır.

b- ) Sıkı Maliye Politikası ile enflasyonla mücadele kapsamında alınabilecek önlemler ise:

  • Kamu Harcamaları Azaltılır: Bu şekilde devletin bütçe açığı azaltılıp para basmasının önüne geçilir. Unutmayalım ki devlet para bastığında para miktarı bollaşır, doğal olarak paranın değeri azalır. Bu durum aynı zamanda tüketimi tetikleyeceğinden enflasyona neden olacaktır.
  • Vergi Oranları Arttırılır: Vergi oranları artınca kişilerin cebinde tüketim yapmak için mevcut para azalacağından talep enflasyonu azaltılmış olacaktır.

enflasyon mücadele yöntemleri

Aslında şu ana kadar biraz teorik olarak enflasyonla mücadele konusundan bahsettik. Bu kısımda ise size bazı acı gerçeklerden bahsedeceğiz. Evet, her ekonomistin bildiği gibi iktisadın amaçları arasında bazı çelişkiler vardır. Yani eğer siyasetçiyseniz ve seçimleri kazanmak istiyorsanız önce faizleri düşürürsünüz. Bu talebi arttıracak ve harcama ile üretimi arttırmış olursunuz. Doğal olarak bu şekilde işsizliği azaltarak çok fazla oy alırsınız. Tabi bunu emisyon hacmini artırarak yani para basarak da yapabilirsiniz. Ama bu durumda enflasyonla mücadele zarar görür ve kısa süre sonra fiyatlar birden yukarı fırlar. Siz seçimi kazanırsınız ve seçimden sonra acı reçete olarak da bilinen daraltıcı para ve maliye politikaları uygulamanız gerekir. Bu politikaların sonucunda da işsizlik artacak ve ciddi bir bedel ödenecektir. Bu iktisat biliminin açmazlarından birisidir. Yani politikalar arasında çatışma olabilir ve politika uygulayıcı mevcut duruma göre en uygun politika araçlarını seçip kullanmalıdır.

Bu noktada şurası çok açıktır ki enflasyonla mücadele için ülkeyi yönetenler ve halk birlikte ortak bir toplumsal mutabakat sağlayarak hareket etmelidirler. Yani bu mücadelenin bir maliyeti vardır ve buna ne sadece ülkeyi yönetenler ne de sadece halk katlanmalıdır. Bu maliyeti yönetenler ve yönetilenler ortak şekilde sırtlanıp birlikte öderlerse başarı gelecek ve o ülkede uzun vadeli bir fiyat istikrarı sağlanacaktır. Bunun aksine, gelişmekte olan bazı ülkelerde olduğu gibi bu maliyeti sadece halka ya da sadece yöneticilere yüklemek sorunları büyütecektir.

Son olarak Dünya Bankası verilerine göre 2023 sonu itibarıyla en yüksek enflasyona sahip ilk 10 ülke listesini aşağıda sizinle paylaşmak isteriz.

  • Zimbabwe – %285
  • Venezuela – %210
  • Sudan – %155
  • Arjantin – %72
  • Türkiye – %64
  • Sri Lanka – %48
  • Suriname – %47
  • Yemen – %43
  • Iran –  %39
  • Ethiopia – %33

Ayrıca Dünya Bankası‘nın mevcut enflasyon durumuna göre oluşturduğu dünya haritası da aşağıdadır. Bu kapsamda yıllık oranı %25 ve üzeri olan ülkeler turuncu, %3 ile %10 arasında olan ülkeler sarı ve %0 ile %3 arasında olan ülkeler gri olarak işaretlenmiştir.

tüfe ülke listesi

Bir yanıt yazın

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön